NRY
Kelime Oyunu'nda Harika Yarışamadım:-)
Ben bu yarışmayı yattığım yerden izliyordum.
Akşama doğru yayınlanıyordu o zamanlar.
Uzatıyordum ayaklarımı.
Bakıyordum, Ooo..Ne kolay!
Tak tak hepsini biliyorum.
Nasıl katılıyorduk? Yazayım bakayım, maksat renk olsun.
Yazdım, bir kaç gün sonra aramasınlar mı?
O gün de hastayım,köhür köhür öksürüyorum. Bronşit olmuşum fena halde.
Dedim, "Ben hastayım, öksürüyorum. Yayında sorun olabilir, gelemiyorum söylediğiniz tarihte.
İptal edelim ya da size uyarsa erteleyelim."
Telefonun öbür ucu, tamam o zaman haftaya alalım sizi, dedi.
Randevulaştık.
Haftayanın günü geldi.
Allah’ım nasıl heyecanlıyım!
O gece kıyafet bakıyorum ne giyeceğim diye...
Almıştım ama yine de en iyi neyin içinde hissederim, ona bakıyorum.
Saat 02:00.
Gece tekrarını izliyorum. Sorular soruluyor, ben göz ucuyla bakıp şap! diye cevabı yapıştırıyorum, çoğunda hiç harf çıkmadan...
Diyorum, süperim vallahi.
Ve fakat sabaha kadar uyuyamıyorum. Saatlerimiz sabahın altısını gösteriyor, ben cin!
İki saat kadar tilki uykusu uyuyup uyandım yine.. Sonra tekrar uyukladım yarım saat. Uykusuzluğun kitabını yazarım o kadar kötüyüm.
Evden çıkarken de biraz gerildim.
Oraya gittiğimde nemrutun tekiydim.
Tatsız, uykusuz, neşesiz, gergin ve heyecanlı.
Benim süper yüksek hallerim vardır.
Öyle günlerimde herkese sataşırım, komiklik yaparım, şarkılar söylerim, içim dışım kelebek gibi, uçarım, coşarım falan... Daha yaşıyor görünürüm, daha algılı, daha aklım başımda.
Ama o gün algım kapalı, uykusuzluğun esaretindeyim, yorgun hissediyorum, felaket gerginim.
Sonuç normal yani
Yarışma başladı, ben arkada oturuyorum. Sıramı bekliyorum kuzu kuzu. Yarışmacıların sorularının neredeyse hepsini biliyorum. Süper!
Sıra bana geldi.
Geçtim.
Gerginlik had safhada.
Başladı yarışma. Dakika bir gol bir!
Cevabı bilmiyorum, hemen harf istemem lazım. Ben öylece duruyorum.
Neyse bir zahmet uyandım, harf istedim ama o arada o çok kıymetli saniyeler aktı tabii.
Yarışma devam ediyor. Ben kendimde değilim. Baktığımı görmüyorum, duyduğumu anlamıyorum, algılayamıyorum, Nasıl saçma bir haldeyim!
Ama halimin saçmalığını o anda idrak edecek durumda değilim.
Bir ara İhsan Varol kaç puanda olduğumu söylüyor. Ama buraya dikkat, adamcağıza boş boş bakıyorum ama iç sesim konuşuyor.
"Yarışma bitecek hala 500 puanda mıyım ben?"
Sonra cevabı "ayırt" olan bir soru var. Sunucu bu soruda beni bir güzel kalaylıyor ama ona da renk vermiyorum çünkü başka bir âlemdeyim ben, beden orada ama ruh başka yerde
Vallahi ya öyle garip bir duygu ki... Sen sen olmuyorsun.
Neyse.
Sorular akıyor.
Adam bir yerde diyor ki parala kendini şurada, yine birinci olamayacaksın. Buna karşılık gelen laflar ediyor yani.
Çünkü bilmem ne hatunun puanı şu. Ulaşmam imkânsız.
İşte o an yıkılıyorum.
Ama göstermiyorum. Gerginlikten yüzümde mimik yok.
Aslında ne hissettiğimi hatırlamıyorum tam olarak. Ama yarışmayı kazanma umudumun bittiğini hatırlıyorum doğal olarak.
Neyse yarışma bitti.
Öyle bir kasmışım ki... Nasıl bir yorgunluk çöktü bir anda.
Ama tabii derin bir nefes aldım, rahatladım bitti, diye.
Evet, klasik ama tam bir yarışma gerçeği. Ne evde izlemeye, ne sıra beklerken izlemeye benziyor, orada yarışmak başka bir şey. Hatta geçenlerde yarışmacılardan biri demiş ya, koltuk sendromu araştırılsın diye, evet işte bir şeyler oluyor orada.
Çok heyecanlanıyor insan, bildiğini de unutuyor... Hele heyecanlı bir kişilikse ki aslında ben öyle değilimdir, sakin görünürüm ama kameralar beni geriyor. Başka biri oluveriyorum. Birkaç yarışmaya daha katılmıştım. Hatta yarışma gülüydüm bir aralar. O televizyon senin bu televizyon benim yarışıyordum. Üstelik hepsinde de aynı gerginliği yaşıyordum. Kendime kastım mı varmış neymiş?
Söylemesi Kolay, Kenan Doğulu'nun saçları uzunken sunduğu program. Oradan iyi para kazanmıştım ama.
Efendim, Tarık Tarcan'lı Çarkıfelek, finale kalmıştım ama hiç harf çıkmamıştı. Ben de müneccim değilim sonuçta. Bilemedim tabii.
Olsun, televizyondan, müzik setine, tencere takımından fırına bir dolu eşya almıştım. Finale kalmak da bir şeydi o zamanlar.
Birkaç programa daha katılmıştım ama yaşlı hafızam hatırlamıyor pek. Zaten bahsettiğim yarışmalar da tekerleğin icadından önce neredeyse.
Kelime oyunu 3 yıllık sadece...
Yarışmaya dönersek...
Yani çok zor sorular varmış. Bilmişim birazını.
Çok kolay olanlar gözüme gözüme sokulduğu hatta artık ortaya çıktığı halde bilememişim.
İşte gözüme perde indiği anlar o anlar.
Algı sıfır, bakıyorum görmüyorum, birleştiremiyorum falan.
Derin derin nefesler almışım, suratım mahkeme duvarı gibi... Kaskatıyım. Belli oluyor yani. Gerçi ben kendimi tanıdığım için belki öyle geliyor. Tanımayan birine normal gelebilirim belki ama içimdeki fırtınalardan haberin var mı okuyucu?
Bu arada yarışmanın tarihindeki tüm harfleri ben almışım büyük ihtimalle
Yahu, dur bir anla, çöz, baktın daraldın o zaman harf iste değil mi?
Yok.
Harf lütfen, harf lütfen.
Başka bildiğim yok.
Ay zaten saçlarımı da fönlemişler, yüzüme düşüyor habire, onları geri itiyorum falan..
Yani bu kadar çok mazeret üreten bir yarışmacı görülmemiştir herhalde.
Tam bir yerim dardı oynayamadım durumu:-p
Yarışmayı izledikten sonra dayıcım aradı.
"Kızım tebrik ederim seni. Bir kere cesaretinden için aferin...
Sorular zordu, ben de çoğunu bilemedim. Ama zor soruları bildin sen."
İşte çok güzel görünüyordun, falan dedi... Ay dayıcım dedim, ağzından bal damlıyor, sağ ol .
Uğradığım hezimetin yükünü dayım hafifletti diyebiliriz
Yarışmanın gece tekrarını da izledim, daha bir hoşuma gitti. İlkini izlerken kendime sinir oldum haliyle... Ama yani öyle yahu nasıl bilemedin bu kadar kolay soruyu falan demeyin kimseye. Bilemiyor işte. “Alnı açık” kelimesinin çıkan harfleri A L N I A _ _ K olmasına rağmen bilememişim. O kadar yani Anlayın artık durumu.
Ay bir de posta koyuyorum nasıl soru bu, diye.
Bakınız: Beden dilim.
Yüzsüzlüğe bak!
Bilen nasıl biliyor? Şans büyük etken, hiç bilgi sahibi olmadığın konuda da çıkabilir soru. Askerlik, futbol ve araba terimlerinden hiç anlamam. Ki çoğu vakıf olmadığı ya da o güne kadar hiç duymadığı kelimeler gelince bilemiyor.
İkinci etken stres kontrolü.
Bunu başarabilen, algı düzeyini de sabit tutabilir.
Ben yapamadım, harika yarışamadım ez cümle
Ama işte elimden geleni yaptım yine de.
Eh, anı oldu fena mı?
Bakın yazı konusu oldu. Bir dolu kimseye anlattım...
Güldük, bana kızdık falan
Her şeye rağmen bir dolu güzel söz işittim.
Yarışmayı "iyi ki" hanesine attım, nefis oldu.
Bir daha katılır mıyım herhangi bir yarışmaya?
Hayır.
Yani daha da yarışmam.
www.nurayilbars.blogspot.com