Forumu ön sayfaya getirdim Seyhan.ezoferda yazdı:
Şunu bir öne alayım dedim.
Bir de çocukluk anılarımız vardı o forumu bulamadım.
Nilgün bir el atıversen
Forumu ön sayfaya getirdim Seyhan.ezoferda yazdı:
Şunu bir öne alayım dedim.
Bir de çocukluk anılarımız vardı o forumu bulamadım.
Nilgün bir el atıversen
en çok bu anneden etkilendim ama hepsi beni mahvetti,
çok üzgünüm vah annelerimiz mekanlarınız cennet olsun...$aTo yazdı:
Nartaneleri yazdı:
Yasko yazdı:
Offffffumut yazdı:
Şu an resmen ağlıyorum.Feyzam yazdı:
Cocuklugunu kendi ailesi ve kardesleri oldugu halde dedesinin emri üzerine anneanne-dede yaninda gecirmis. Öldügü güne kadarda bunun acisini hep hissetmis. Aslinda sadece bu bölüm bile basli basina bir roman gibi.
Hic okula gönderilmemis. Sabahlara kadar tütün dizen kiz herkes uyuduktan sonra gaz lambasi isiginda gizlice erkek kardeslerinin eski kitaplarina bakarak kendi kendine okumayi ögrenmis. Günün birinde herkesin icinde bir takvim yapragini okudugunda kimse inanmamis. Söylediklerini okuma bilen biri birebir okuyunca herkes sok yasamis. Böyle azimli ve akilli bir kizmis.
19 yasina geldiginde dedesinin istegiyle kasabanin sayili zengin ailelerinden bilinen ailenin kendisinden kücük oglu ile evlendirilmis. Ailesinden uzakta yasama sonucu olsa gerek, zaten yasindan cok cok olgun biri olan kiz henüz cok toy kocasi tarafindan sürekli hor görülmüs. Gelin gittigi aile de görgüsü kIt zenginlerden bir aile olup asiri derecede cimriymis. Varlik icinde yokluk cekmek bir yana kayinvalidesi kizi bir türlü kabullenememis. Sürekli kocasina sikayet ederek dayak yemesini sagliyormus. Cevresinde herkesin yardimina kosan ve pek sevilen bu kiz kocasindan ve aileden cektikleri sebebiyle ölümünün üzerinden 20 sene gecmesine ragmen hala konusulan bir kadinmis.
5 tane cocuk dogurmus. Bunlarin ilk ikisi annelerinin dogumdan hemen sonra hizmete kosmasi gerektigi ve baskada hic kimse tarafindan istenmedikleri icin bakimsizliktan ölmüsler. 3. cocugu olan bendenizi yasatmak icin tüm aileye kafa tutmus ama bunun bedelinide agir sekilde ödemek zorunda kalmis. Kendi ailesinden de yeterince destek görememis. Gelinlikle girdigi evden kefenle cikmasi icap ediyormus(!)
Yillarca yedigi dayaklar morluklarla kalmiyor kollari bacaklari kafasi gözü darbeler sonucu adeta patliyormus. Gün gelmis nedense(!) hasta olmus. Hastalik o kadar bariz bir sekilde belliymis ki, midesine yerlesen kanserden dolayi lokmalarini yutamadigi icin sofrayi terketmek zorunda kaliyor, bunu itici bulan kocasi henüz 10 yasinda ama herseyin farkinda olan kizlarinin gözyaslarina aldirmayarak kadini yine dövüyormus.
Henüz 33 yasinda hayata veda eden bu kadindan ömrünün cok kisa oldugu gizlenmis. Kadin bir süre kendisini iyi hissetmis ve kocasindan ilk defa bir sey istemis. Bir cift ayakkabi.. Ama kocasi nasilsa giyemeyecek diye bu ayakkabiyi ona hic almamis. Yasaminin son 3 ayini büyük sehirde hastanede geciren bu kadin artik ömrünün cok az kaldigini hissettiginde cocuklarini bir kez olsun yanina istemis, ancak eve kadar gönderilen araba bos olarak geri cevrilmis. Ve nihayetinde kadincagiz son nefesinde aslinda yaninda olmayan kizindan bir bardak su isteyerek hayata veda etmis.
Evet ailesinin dedigi gibi kadin evden kefeniyle cikmis.
Cok eskidikleri icin yerine yenisi istenen uclari delik ayakkabilari 1 sene boyunca kapinin önünden kaldirmaya kimsenin gönlü razi gelmemis. Yillar sonra bir kösede saklanan alyansini ise kizi günün birinde o ait olmadigi yerden (c)alarak kendi parmaginda tasimaya baslamis. Yüzügün icine kazinmis ismi halen kizina moral kaynagi olarak yerli yerinde duruyormus.
Anneniz nurlar içinde yatsın.
Okuması yazması olmayan ana babanın yedi yaşayan çocuğundan ikincisi.
Okulun öğretmenleri öğrencileri daha okula başlamadan tanıdığından öğretmen bir sene öncesinden babanın kapısını aşındırmaya başlıyor fakat baba nuh diyor peygamber demiyor.
Babanın kızkardeşinin çocuğu olmayınca okula gidemesin de halasına hizmetçilik etsin diye kızını kızkardeşine evlatlık veriyor.
Halayla kocası kızı okutmayacağına yemin ederek alıyorlar kızı ve daha evlerine götürdükleri gün önlüğünü alıyorlar.
Hala ve kocası her yazı köyde geçirdiği için kız da mecburen yazları baba evine dönüyor fakat okuma yazma bildiğini okula gittiğini asla çaktırmıyor ailesine.
İlkokuldan birincilikle mezun olduğunda bunu yanlışlıkla ağzından kaçırınca kızı babası alıyor kızkardeşinin elinden hemen nişanlıyor biriyle.
Fakat halanın kocası nişanlanan erkeğin ailesiyle konuşup başlık parasını geri ödüyor ve başlık parasını istemeden nişanı geri attıklarını söylemelerini ve nişan olduğunu kimseye söylemeyeceklerine dair söz istiyor. Onlar da kabul ediyor ve sözlerini tutuyorlar.
Hala ile kocası bakıyorlar ki kızı öyle ya da böyle evlendirecek babası, halanın kocası kendi kardeşine istiyor. Kızın babası da kabul ediyor mecburen.
Kız evlendiriliyor fakat yalandan bir düğün oluyor bu. Halanın kocası okutmaya çalışıyor kızı ama kızdan okuma isteği uçmuş gitmiş. Gerçek evlilik yapıyor kocasıyla.
Bu kız annem. Onu okutmaya çalışan amcamı ise rahmetle anıyorum.
Hayatının bu kısmı çok acıklıydı fakat daha acısı ise amcama olmuş. Öyle bir adamın böyle bir kardeşi olsun (babamdan bahsediyorum )
Amcamın annemi okutmaya çalışmasının nedeni, kendi kardeşinin kazandığı öğretmen okuluna göndermemesi. Çünkü kendisi askerde, bir karısı, iki kız kardeşi ve 17 yaşında bekar kalmış bir anası var. Bu yüzden babamı öğretmen okuluna göndermiyor. Bunu kendine vicdan yapıyor kendine ve annemi alıp okutuyor.
Sonunda da kendi kardeşi ile evlendiriyor. Ne yazık ki kardeşi artık içki şişesinin içinde balık olmuş bir işçidir. Abisi bol bol 80 olayları nedeniyle ülkenin garip yerlerindeki hapishanelerinden kardeşini toplamaktadır. Eğer olaylara karışmamışsa mutlaka içiyordur.
Kadın hayatında ilk defa geldiği İstanbul'daki hanımefendilerinin kızlarına tığ işi çeyiz yaparak kızını büyütmektedir. Kızı ile kendisi farelerden korunmak için havalar iyi olduğunda çoğu zaman üst kattaki ev sahiplerinin balkonunda yatmaktadır.
Ev sahipleri kışları İsviçre'ye gittiğinde kızını üst katta yatırmakta kendisi ise fareleriyle beraber uyumaktadır.
Bu kadın annem.
Tesadüfen bu forumumu buldum, okudum, okudum, ağladım, vay canına, ne yazmışız o zamanlar...
Aslinda herkes ugruyorda kimse birsey yazmiyor.