Zeka Ve Zekayı Etkileyen Faktörler

Zekayla ilgili olarak bilim adamları tarafından yapılan pek çok farklı tanımlamalar var. Buna karşın zekaya ilişkin tüm kuramlar zekanın genetik, biyolojik ve çevresel etkilerinin olduğunu ve zekanın geliştirilebilir olduğunu vurgular. Çeşitli görüşlerden yararlanılarak zekayı şu şekilde tanımlamak mümkün:

"Zeka soyut ya da somut nesneler arasındaki ilişkiyi kavrama, akıl yürütme, problem çözme, karmaşık fikirleri kavrama , çabuk öğrenme gibi birçok işlevi içeren zihinsel bir kapasitedir."

Zekayı Etkileyen Faktörler

• Genetik (Biyolojik): Zeka yeteneği genellikle benimsenen görüşe göre ana ve babadan gelen çok değişik etkenlerin rastlantısal birleşiminden oluşur. Ana babanın döl gözelerinde gen adı verilen ve kalıtımı belirleyen özellikler rastlantısal yolla çocuğa geçer. Ancak zeka üzerinde anne ve babadan aldığı genlerin önemi olduğu gibi çevrenin de çok önemli bir etkisi var.

• Çevre: İnsan döllenmeden başlayarak ölüme kadar bir çevre içinde yaşar. Çocuğun döl yatağında uygun beslenmesi , oksijen alımının yolunda gitmesi gerekir. Örneğin güç bir doğum sırasında çocuğun soluğu uzun süre kesilirse beyin gözleri ölür ve sonuçta zekası etkilenir. Doğumdan sonra insanın içinde yaşadığı dış çevresi zekayı etkileyen en önemli faktördür. Çevre çocuğunuzun toplumsal gelişimi yani başkalarıyla olan ilişkileri, tutum ve davranışları üzerinde oldukça etkilidir. Çocuğunuzun yaşadığı yer, içinde bulunduğu her varlık , karıştırdığı bir kitap, dinlediği müzik , izlediği film, beslenme şekli , ısı, ışık gibi ihtiyaçları onun fiziksel ve sosyal çevresini oluşturur. Çocuğunuza uygun fiziksel ve sosyal çevre ortamı sağlamak, çocuğun gelişimini olumlu yönde etkiler. Çocuğun gelişiminin çok hızlı olduğu ve kişilik özelliklerinin oluştuğu okul öncesi dönemde aile ortamı çocuğun hem sosyalleşmesi, hem de eğitimi açısından çok önemlidir. İlk yaşlarda uygun beslenme, ana babanın uyarması, ilgisi zekayı geliştirir. İlgi ve uyarılmanın yetersiz olduğu bir evde zeka kolay gelişemez . Bu bakımdan ilk yıllarda eksik uyarılma ve ilgi yokluğu sonraki çabalarla giderilemez. Zeka gelişmesi yavaşlar. Okul çağına geldiğinde öğrenime hazır hale gelmeyebilir. Çevresel tüm etkenler çocuğun zihinsel gelişimini geliştirir ya da köreltir. Çocuğunuzun doğumdan okul çağına kadar olan zaman içerisinde kaliteli uyarıcılar tarafından uyarılması onun zihinsel gelişimini oldukça olumlu yönde etkiler.



Zihinsel Gelişim Nedir?

Uzmanlar , çocuğun doğumdan ergenliğe kadar olan zihinsel gelişimini ayrıntılı araştırmalarla incelemişler ve zihinsel gelişimin (bebeklik ve ilk çocukluk) döneminde çok hızlı geliştiğini belirlemişlerdir. Bir bebek beyninde 180 milyar hücreyle dünyaya gelir. Bu hücreler nöronlarla birbirine bağlanmıştır. Ana babadan kalıtım yoluyla bebeğe geçen genlerin belirlediği bağlantı sayısı 50 milyon civarındadır. Bu sayı çevrenin de etkisiyle trilyonlarca bağlantıyı geliştirebilir. Bireyin hayatı boyunca gerçekleştireceği zihinsel gelişimin % 50 si 4 yaşına kadar tamamlanmaktadır. Dolayısıyla 4 yaşında kadar olan dönem çok kritik bir dönemdir. Bu dönemdeki yaşantılar tüm hayatı boyunca kullanılacak nöronları belirler. Uzmanlar 5 yaşına kadar olan müdahalelerin IQ’ yu arttırmasına karşın, 5 yaşından sonra ise işe yaramayacağını söylemektedir. Unutmayın ki, çocuğunuzun gelişimi için en önemli yıllar okul öncesi yıllarıdır ve bu yıllar çocuğunuzun “ kişilik gelişimi” nin temelini oluşturduğu yıllardır.


Beynin Zihinsel Faaliyetlerdeki Rolü

Uzmanlar göre insan beyni 2 yarım küreye ayrılmakla beraber her yarımkürenin ayrı fonksiyonları olmaktadır. Dil becerileri, mantık, sayılar, analiz, sıralama, doğrusallık gibi fonksiyonlar sol yarımkürenin yerine getirdiği görevlerdir. Ritm, renk, hayal gücü, yaratıcılık, uzaysal farkındalık gibi fonksiyonlar sağ yarımkürenin yüklendiği görevlerdir. Beyindeki zihinsel gelişlim, bu her 2 yarımküreyi çalıştıracak uyarıların alınmasıyla oluşmaktadır. Bebeklerin genç beyinlerinde binlerce sinir hücresi kullanım için hazırdır. Her uyarıcı (sesler, dokunuşlar, renkler, tatlar vb) sinir hücreleri arasında yeni bağlar kurulmasını sağlar. Tekrarlarla bu bağlar kalıcı hale gelir. Böylece sağ ve sol beynin hücrelerinin kurduğu dev bir ağ oluşur . Çocuğun genetik altyapısı ve çevreden aldığı bu uyarıcılar zeka gelişimi için belirleyici olur. Çocuk için; anne baba, oyuncaklar, müzik vb. birer uyarıcıdır. Her uyarıcı çocuğun beyninde yer alan sinir hücreleri arasında yeni bağlar oluşturur. Uyarıcılar arttıkça çeşitlendikçe ve tekrarlandıkça pek çok yeni bağ daha kurulur, kalıcı hale gelir ve kocaman bir ağa dönüşür. İşte bu ağı bireyler tüm yaşamları boyunca zihinsel faaliyetleri için kullanırlar. Yeni oluşan ve tekrarlanmayan bağlar ise yok olurlar. Dolayısıyla kritik dönem adıyla adlandırılan 0-4 yaş grubu çocukların anne- babalarına, çocuklarının zihinsel gelişimlerine katkıda bulunmaları yönünde çok büyük görevler düşmektedir.