Öfkelenmelerimiz üzerine bir şeyler karalamaya çalıştım.
http://www.yildirmaz.org/dusunsel/esege-aniriyor-diye-kizar-misin.html
Düşünceleriniz benim için çok değerli, paylaşırsanız sevinirim.
Eleştiri ve fikirlerinizi bekliyorum.
Öfkelenmelerimiz üzerine bir şeyler karalamaya çalıştım.
http://www.yildirmaz.org/dusunsel/esege-aniriyor-diye-kizar-misin.html
Düşünceleriniz benim için çok değerli, paylaşırsanız sevinirim.
Eleştiri ve fikirlerinizi bekliyorum.
Konu Yildirmaz tarafından (15 Şubat 2015 Saat 14:12 ) değiştirilmiştir.
cok ho$ bir yazi...
sakin olmak ,sakin kalabilmek, durmadan aniran insanlardan uzak durabilmek ve onlarin verecegi fiziksel ve psikolojik zararlardan kacinabilmek bazen cok zor olabiliyor...
ben öfke kontrolümü kazandım
o yüzden eşeklerin eşek olduğunu öğrendim ne beklersin ki hayvancıklardan
eşekler kızdıramıyor beni(zamanında köyde sabahın köründe anırma ile uyuanınca sinirlenirdim)
hoş bir yazı
Yazdıklarınıza katılıyorum.
İnsan içindeki "ben" duygusundan ne kadar arınırsa, o kadar kendini kontrol edebiliyor sanırım.
"Ben şöyle laf gönderdim"
"Ne güzel lafı oturtttum, yüzünün şeklini gördün mü"
"Oh lafı gediğine ne güzel koydum"... hepsinin tercümesi aynı aslında: "Ne güzel kırdım, rencide ettim, oh rahatladım. O da beni krmıştı çünkü"...
Maslow'un Ahlak Gelişiminde 3. evrenin açıklamasıdır bu. Yani tamamen "ergenlik" döneminde diyebileceğimiz bir yaşta normal karşılanabilecek bir durum diye açıklanır. Ona göre bizim yaşımızdaki insanlar 6. evrede, yani " Evrensel Ahlak" ilkesine göre hareket eden insanlar olmalıdır. Buna göre;
öfkesini kontrol edebilen,
empati kurabilen,
tepkilerini sorunun nedenine odaklı değil de çözümüne odaklı mantıklı bir şekilde verebilen" insanlardır bu evredeki nisanlar. Kısaca "ermişler" yani
Ama benim savunduğum birşey var:
Bir insan hislerini kontrol edemez. "Üzülme", "Sinirlenme", "Sevinme".. böyle birşey olamaz.
"Acıkma", "uykun gelmesin", "tuvalete gitme" demek gibi birşey bu. Hisler güdülerden gelir ve doğaldır. Üzülebiliriz, kızabiiriz, kıskanabiliriz.. ama önemli olan hislerin getirdiği tepkileri kontrol edebilmektir. Kızarsın ama kavga etmezsin mesela. Kıskanırsın ama bunu lehine çevirirsin, karşındakine zarar vermezsin. Öfkelenebilrisin, ama adamın burnuna geçirmek yerine öfken geçene kadar bekler, ortadaki sorunu ortaklaşa çözme yoluna gidersin.
Anlık tepkiler sadece kendine zarar verir, kendinden götürür diye düşünüyorum ben.
Yani kısaca: katılıyorum
Yazı güzel olmuş
Ben hala en azından bu ülkeden oğlumu kurtarmayı düşünüyor olsam da yazının özünü beğendim
Gecenlerde bir arkadaşla konuşuyorduk, o insanların doğarken iyi doğduklarını, yaşam içersinde çeşitli etkilerle kötüleştiklerini düşündüğünü söyledi. Ben aksini savundum, İnsanın özünde kötülük var, zamanla insan ya iyi özellikler kaznır, kötü özelliklerini bastırır, ya da ağırlıklı olarak kötü olmaya devam eder dedim. Sanırım siz de insanın iyi doğduğunu, sonradan kötüleştiğini, fakat kontrol makanızmalarını geliştirse, iyiliği tekrar bulableceğini düşünüyorsunuz, benim aksime...
Eşimle benim, bir de Psikanalitik yaklaşımcılarla (Freud'cular yani) Sosyal Kuramcıların en tartıştığı konu..
Gecenlerde bir arkadaşla konuşuyorduk, o insanların doğarken iyi doğduklarını, yaşam içersinde çeşitli etkilerle kötüleştiklerini düşündüğünü söyledi. Ben aksini savundum, İnsanın özünde kötülük var, zamanla insan ya iyi özellikler kaznır, kötü özelliklerini bastırır, ya da ağırlıklı olarak kötü olmaya devam eder dedim. Sanırım siz de insanın iyi doğduğunu, sonradan kötüleştiğini, fakat kontrol makanızmalarını geliştirse, iyiliği tekrar bulableceğini düşünüyorsunuz, benim aksime...
ben kişinin her davranışını yaşamı boyunca öğrendikleri, travmaları, ödülleri, cezalarının oluşturduğunu, "kötü insan" olmadığını, her davranışın kabul görsün ve görmesin bir psikolojik nedeni olabileceğini savunurken, eşim "kötü insan vardır" der. Ne zamanki genlerden dem vurur, orda tıkanır kalırım işte
Ben de eşiniz gibi, insanin özünde (genlerinde) kötülük olduğunu düşünüyorum.luna_lovegood yazdı:
Eşimle benim, bir de Psikanalitik yaklaşımcılarla (Freud'cular yani) Sosyal Kuramcıların en tartıştığı konu..
Gecenlerde bir arkadaşla konuşuyorduk, o insanların doğarken iyi doğduklarını, yaşam içersinde çeşitli etkilerle kötüleştiklerini düşündüğünü söyledi. Ben aksini savundum, İnsanın özünde kötülük var, zamanla insan ya iyi özellikler kaznır, kötü özelliklerini bastırır, ya da ağırlıklı olarak kötü olmaya devam eder dedim. Sanırım siz de insanın iyi doğduğunu, sonradan kötüleştiğini, fakat kontrol makanızmalarını geliştirse, iyiliği tekrar bulableceğini düşünüyorsunuz, benim aksime...
ben kişinin her davranışını yaşamı boyunca öğrendikleri, travmaları, ödülleri, cezalarının oluşturduğunu, "kötü insan" olmadığını, her davranışın kabul görsün ve görmesin bir psikolojik nedeni olabileceğini savunurken, eşim "kötü insan vardır" der. Ne zamanki genlerden dem vurur, orda tıkanır kalırım işte
Hristiyanlıkta da aynı inanç var; o yüzden, yenidoğanı vaftiz edip, günahlarından arındırarak dine kabul ediyorlar.Yeşim_Yıldırım yazdı:
Ben de eşiniz gibi, insanin özünde (genlerinde) kötülük olduğunu düşünüyorum.
Öncelikle teşekkür ediyorum.Jemima yazdı:
cok ho$ bir yazi...
sakin olmak ,sakin kalabilmek, durmadan aniran insanlardan uzak durabilmek ve onlarin verecegi fiziksel ve psikolojik zararlardan kacinabilmek bazen cok zor olabiliyor...
Kesinlikle zor, zaten bunu sürekli başarmak böyle bir toplumda büyümüş olan bir insan için gerçekten çok zor. Ben o noktaya "bilgelik" diyorum. Ulaşmak için çok çaba harcamak gerekiyor
Teşekkür ediyorum.aylin_ yazdı:
ben öfke kontrolümü kazandım
o yüzden eşeklerin eşek olduğunu öğrendim ne beklersin ki hayvancıklardan
eşekler kızdıramıyor beni(zamanında köyde sabahın köründe anırma ile uyuanınca sinirlenirdim)
hoş bir yazı
Siz nasıl kazandınız öfke kontrolünü? Eşeklerin sizi kızdıramaması güzel, ancak zoru başarmışsınız.