7. Sayfa - Toplam 8 Sayfa var BirinciBirinci ... 5678 SonuncuSonuncu
Toplam 78 sonuçtan 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.
  1. #61

    Re: O Beş Lirayı Harcayamadım:Teşekkür Forumu

    Çok ama çok geçmiş olsun doktorcuğum....

  2. #62
    Üyelik Tarihi
    21 Mart 2003
    Bulunduğu Yer
    Gündüz Avrupa - Gece Asya
    Mesaj
    18.319

    Re: O Beş Lirayı Harcayamadım:Teşekkür Forumu

    yazıyı yeni okudum. yaşadım seninle sanki..
    tekrar geçmiş olsun mirim..

  3. Re: O Beş Lirayı Harcayamadım:Teşekkür Forumu

    Gecmis olsun, saglikla uzun ömürler dilerim..

  4. #64
    Üyelik Tarihi
    30 Aralık 2000
    Bulunduğu Yer
    Ruhlar aleminde..
    Mesaj
    21.625

    Re: O Beş Lirayı Harcayamadım:Teşekkür Forumu

    geçmiş olsun acil şifa dilerim

  5. Re: O Beş Lirayı Harcayamadım:Teşekkür Forumu

    geçmiş olsun Allah bir daha da yaşatmasın.
    Maalesef hepimizde hayatın tadını kaybetmeye başladığımzda anlıyoruz.
    Kendimizi boşvermiş olabiliriz ama sevenlerimizi üzmeye hakkımız yok. Kendimize iyi bakalım

  6. #66
    Üyelik Tarihi
    21 Mart 2003
    Bulunduğu Yer
    Gündüz Avrupa - Gece Asya
    Mesaj
    18.319

    Re: O Beş Lirayı Harcayamadım:Teşekkür Forumu

    nilgüne de bir günaydın diyimmm.. daha iyisindir inşallah..
    sevgiler,

  7. #67
    Üyelik Tarihi
    30 Aralık 2000
    Bulunduğu Yer
    Ruhlar aleminde..
    Mesaj
    21.625

    Re: O Beş Lirayı Harcayamadım:Teşekkür Forumu

    aynur-anneoldum yazdı:
    nilgüne de bir günaydın diyimmm.. daha iyisindir inşallah..
    sevgiler,

  8. #68
    Üyelik Tarihi
    30 Eylül 2005
    Bulunduğu Yer
    Bursa, Turkey, Turkey
    Mesaj
    38.331

    Re: O Beş Lirayı Harcayamadım:Teşekkür Forumu

    aynur-anneoldum yazdı:
    nilgüne de bir günaydın diyimmm.. daha iyisindir inşallah..
    sevgiler,
    Günaydın, iyiyim, ben de seni seviyorum.

  9. #69

    Re: O Beş Lirayı Harcayamadım:Teşekkür Forumu

    Çok geçmiş olsun...

  10. #70
    Üyelik Tarihi
    30 Eylül 2005
    Bulunduğu Yer
    Bursa, Turkey, Turkey
    Mesaj
    38.331

    Re: O Beş Lirayı Harcayamadım:Teşekkür Forumu

    Yazımı buraya da koyabilirim artık, kaynak: www.turkeyistanbul.com

    -------------------------------------------------
    Op.Dr.Nilgun Erdoğan : Beş Lirayı Harcayamadım.. Olağan bir kış sabahı, çocuğunu okula bırakıp, işine metroyla giden bir anne, günün başında cep harçlığı olarak sağ cebine beş lira koyar. Peki harcayabilir mi?

    An ben an o sabahı yaşayalım:

    Saat 09.00 Herşeyin yolunda başladığı o sabah, kadın kahramanımız, bir gün önce yaptırdığı tahlillere bakarak, kendi kendine ve çevresindekilere heyyt, süper sonuçlarım var, vaayyy. der....

    Saat 9.15 işinin başına geçmiş, ilk hastasına bakmış, diğer randevularını kontrol etmektedir.

    Güzel, saat 11.00!a kadar rahatım. Karne günü ya, yoğun değil der...

    Saat 9.45 Sekreteri odaya gelir, ihtiyacı olup olmadığını sorar.

    Saat 10.05 Ara öğün saati gelmiştir, birşeyler yemek için getirdiği meyveleri aranır.

    Saat 10.08 Göğsünde hafif bir ağrı hisseder. Önce önemsemez fakat, Allah Allah, ağrı artmaktadır.

    Saat 10.10 Dahili numarayı bilmediğinden santrali arayıp, Kardioloji uzmanının telefonunu öğrenir, telefonu kendi mi açıyor? diye de sorar. Bu arada ağrı şiddetlenmiş, göğsüne oturmuştur.Bu dakikadan itibaren herşey ağır çekim gelişir.

    Saat 10.12 (son saate bakıştır, bilgisayar ekranında puslu bir görüntü olarak anımsanır.)

    6..5 no.lu iç hat telefonu çevrilir, bu arada göğüs ağrısı göğüs ağrısı olmaktan çıkıp başka birşey olmuştur.

    O artık dev bir ahtapottur, göğüs kafesinin içinden bir kolu girmiş, sırtından çıkmış, diğer kolu gırtlağını sarmış, sanki bir başkası da nefesini sıkıştırmaktadır.

    Telefonu açan doktora göğsüm ağrıyor der güç bela, doktor da gel, yukarı bakalım deyince, gelemeyeceğim galiba bu ağrı çok başka der, telefonu kapatır.

    Son saniyeler Inception filmine taş çıkaracak yavaşlıkta geçer.

    Kadın önce önlüğünü, sonra kazağını çıkarır, aklından geçen son şey ne kadar geç kaldılar olur. Bu noktadan sonra kendi ağzımdan anlatmayı uygun buluyorum:

    Sonrası? Tam bir kaos, başına gelen doktorlar, yardım edin çığlıkları, kucakta taşınış, asansöre bindiriliş (ki normal zamanda bulunması tam bir mucize, ölsen gelmez demiştim, vazgeçiyorum, bir daha demeyeceğim), kendini Koroner yoğunbakım da buluş...

    Başında bir sürü insan, seni soyuyorlar, saat yüzük hep gitmiş, üzerine milyonlarca elektrod yapıştırıyorlar, birisi ne zaman becermişse kolumun eklem yerine serum takmış, ağzımdan birşeyler çiğnetiyorlar.

    Bu hengame sonrası önce Echo, EKG derken, kendimi apar topar Angiografi (kısaca anjio ) odasında buluyorum. Yalvarıyorum beni sakinleştirin, dayanamam diye ama kimse dinlemiyor. Lokal uyuşturup, zart diye kateteri gönderiyorlar.

    Kalp damarlarımın açık olduğunu gözlerimle görüyorum. O an yeniden doğmuş olduğumu söylesem yeridir.

    Saat 11.00 Koroner yoğunbakımda yatıyorum. Herşey bir saatten kısa sürede olup bitmiş, nabız ve tansiyon takibine alınmışım. Bilincim yer yer gelip gittiği için salak gibiyim, hastane akın ediyor, öldüm mü, kaldım mı, ne olmuş? hepsi merakta, sanki savaş zamanı, teyakkuzdayız ve seferberlik başlamış. Bacağımda koca bir kum torbası, mesanemde verilen serumlar yüzünden kapasiteyi zorlayan idrar ve üzerimde incecik bir çarşafla yatakaldım mı?

    Her gelene iyiyim demekten yoruldum fakat tatlı bir yorgunluktu, olsun, gelsinler, hep gelsinler istedim. İnsan yakın bir dosta bugünlerde gereksinim duyuyor.

    Saat 15.00 Servisteki odamdayım, üzerim giyinik, gelen-gidenin , telefon açanın haddi-hesabı yok.

    Olaydan sekiz saat sonra : Anjio yapılan bacakta ağrı var ama yaşıyorum, ilaçlarım verilmiş, taburcu edilmişim. Daha ne isterim? Elimi cebime bir attım ki, sabah koyduğum beş lira orada öyle, melul melul beni bekliyor.

    Peki beni ne kurtardı?

    Öncelikle sanırım doktor olmam, çünkü o ağrıyı tanıyabildim.

    İkincisi, sevenlerimin ilgisi ve bana yolladıkları enerji, ki buna gönülden inanıyorum.

    Üçüncüsü ise, düzenli yaptığım spor ve diyetime uyup zayıflamam, bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Hatta, riskl grubunda olduğunu bildiğim, bu konuda duyarsız arkadaşlarıma yoğunbakımda iken telefon açıp, yarın spor ve diyete başlıyorsun diye ultimatom çektim.

    Verilen ilaçlar hem ritim düzenleyici, hem de stres azaltıcı çünkü geçirdiğim kalp spazmının nedeni stres ve yorgunlukmuş. Bir hocamın ziyaretime geldiğinde dediği gibi dolmuş bardak boşaldı, yeniden doldurmamam gerekmiş.

    Bilmem bu ilaçlar beni durdurulabilir mi ama yaşamak güzel, sevdiklerinle olmak herşeye değer...

    Sağlıkla kalın...

    Op.Dr.Nilgün Erdoğan
    ----------------------------------------------------

Benzer Konular

  1. Arzu'lu buluşmadan haberler:),2 ve 12.sayfada fotoların devamı
    Konuyu Açan: elodea, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 171
    Son Mesaj: 26 Ağustos 2009, 23:09
  2. Cevap: 116
    Son Mesaj: 19 Ağustos 2007, 21:55
  3. Cevap: 97
    Son Mesaj: 23 Haziran 2006, 14:36
  4. Geçen haftaki yazının devamı...
    Konuyu Açan: ataberk2003, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 0
    Son Mesaj: 08 Mayıs 2006, 08:12
  5. Cevap: 64
    Son Mesaj: 13 Şubat 2006, 16:33

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Dosya Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.