Işıklar yanar mı evde sıra sıra?
Sular akar mı şarıl şarıl..Diş fırcalarken örnegin.Bazen dikkat ediyorum, saçma geliyor, ben disimi fırcalarken su bosa akıp gidiyor, suyla hic isim yok yani..Kapatıyorum hemen..Zaten en az 2 dakika fırcalamamız gerek...2 dakika da giden suyu dusunsenize..Yazık vallahi..
Ekmekler atılır mı çöpe? Bizde pek atılmaz, dolapta muhafaza ederim çünkü..Dısarıda kaldıgında atıldıgı zamanlar cok olmustur..Her defasında da üzülmüsümdür..
Yemek doker misiniz?
Çocuklara tabaklarındakileri bitirsinler diyorum hep ama genel de bir iki lokma da olsa bırakıyorlar..Cok koymayacamısım, benim suçummuş
Yemek dokmem genellikle..Dokuldugu de olur ama..Ona da yazık...
Kağıt peceteleri gerekli gereksiz kullanır mısınız?
Mutfagımda var, cok gerekli oluyor..Ama mutfak bezi kullanıyorum genelde..Gereksiz yere kullanmamaya calısıyorum..
İşyerinde kullanılmış, çöpe atılacak kagıtları atmayıp eve cocuklara getirirdim. Arkası bombos kagıdın....Matematik cozerken not alırken kullanıyorlar..
Evde kagıt atıklarını, sut ve meyve suyu kutularını, gazeteleri, cam atıkları ayrı cope koyuyor musunuz?
Koymaya calısıyorum.Evsel atıklarla karıstırmamaya caba gosteriyorum..
Tasarruflu olmaya calısıyorum..Dgirmenin suyu oyle kolay gelmiyor, babamız gozleri kan canagı geliyor işten, yoruluyor, yıpranıyor para kazanacak diye..Bu yuzden çocuklara öğretmeye calısıyorum tasarrufu..Simdiden har vurup harman savurmasınlar..Kıymet bilsinler..Hem kendi kesemizin, hem ulke kesesinin dibine darı ekmesinler..
Bana bu yazıyı yazdıran maili de yazıma ekliyorum..Yazarı bilinmiyor..
--
On dokuz yil evveldi. Stockholm'e gitmistim. Bir otele
indim.Geceydi.
Sabahleyin, tras olmak için lâvaboya gittigimde, aynanin
yaninda ilginç bir not gördüm.
Lütfen, diyordu, trastan sonra jiletinizi çöpe atmayin. Yanda bir kutu var,oraya birakin. Bir tek jiletle dahi olsa, Isveç çelik sanayiine yardimci olun.
Dogrusu hayretler içinde kaldim. Çocuklugumdan beri çelik
esya denince akla Isveç çeligi gelir. Birçok esya üzerinde " Isveç çeliginden yapilmistir" diye yazardi. Iste o ülke, kullanilmis bir tek ufacik jiletin
bile çöpe gitmesini istemiyor, ona sahip çikiyor, gelen
turistlere rica yollu uyarida bulunuyordu.
Isviçre'de zaman zaman, belli periyotlarda, radyolar,
televizyonlar, basin bir haberi duyurur. Su tarihte, su saatte, adamlarimiz gelecek. Siz lütfen hazirliginizi yapin. Okumadiginiz, ilgilenmediginiz, kullanmadiginiz ne
kadar kitap, dergi, gazete varsa, kagit, ambalâj, kutu
varsa, velev ki,bir ilaç prospektüsü dahi olsa, kapinin önüne koyun.Isviçre'nin kalkinmasina yardimci olun. Fazla agaç ziyanina engel olun.
Gerekmedigi halde elektrigi yakmakla, suyu kapamadan bos yere akitmakta,gece çamurlu ayakkabilarimizi temizlemeden yatmakla, yemek yedigimiz kaplari yikamadan birakmakla biz de zalimler sinifina geçmiyor muyuz?
Hayat çok ince, akil almaz incelikte ipliklerle örülmüstür. Her sey o kadar birbirine baglidir ki, ilkokul okuma kitabimizdaki bir sözü hiç unutmadim.
Bir mih bir nal kaybettirir. Bir nal, bir ati , bir at bir
orduya savasi kaybettirir diyordu.
Maddî durumumuz ne olursa olsun, ister zengin olalim, ister fakir, hepimiz çok dikkatli olmak zorundayiz. Bunda parayi da, maddiyati da asan büyük bir edep ve incelik vardir.