1. Sayfa - Toplam 3 Sayfa var 123 SonuncuSonuncu
Toplam 25 sonuçtan 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
  1. #1

    şu an hamile olan arkadaşlar yardım.... kafayı yiyeceğim

    şu an hamile olan arkadaşlardan hamilelik öncesi doktora gidip genel kontrol yaptıran arkadaşlar, size hangi tetkikleri yaptılar? Bu konuda biraz pimpirikliyim galiba

  2. #2

    Re: hamile bayanlardan tecrübelerine dayanarak bilgi almak istiyorum


    Folik Asit (Folat-Polisin) B grubundan bir vitamindir. Yeşil yapraklarda yaygın olarak bulunduğundan bu ad verilmiştir. Çünkü latincede folum yaprak anlamındadır. İlkin 1950'lerde bira mayasından ve karaciğerden ayrılarak elde edilmiştir. Folik asit metabolizması B12 vitamini metabolizmasıyla yakından bağlantılıdır. Folik asit merkezi sinir sisteminin işlemesinde hayati bir rol oynar. Folik asit incebağırsağın ilk kesiminde emilir, sonra karaciğere giderek orada metabolize olur. Folik asit en fazla yapraklı yeşil sebzeler, bira mayası, karaciğer, böbrek, yumurta, zarı alınmamış tahıllar, ceviz, badem, fındık, fıstık, mercimek, ıspanak, yonca, mavi-yeşil alg (yosun), maydanoz, nane, kurufasulye (baklagiller) ve tohumlu gıdalarda bulunur. Yetişkinlerde folik asit gereksinimi günlük 400 mcg (mikrogram) dır. Gebelik ve emzirme süresinde 400-800 mcg 'a gereksinim vardır

    Eksiklik Belirtileri:

    Hafif folik asit eksikliği toplumda oldukça yaygındır. Daha ağır eksiklik durumlarına ise anemide rastlanır. Folik asit yada B12 vitamini eksikliği olanlar sonunda anemik hale gelirler. Anemi belirtileri uyuşukluk, yorgunluk, çaba harcandığında nefes darlığı, deride ve mukozada solgunluktur. Ağız kenarlarındaki çatlakların folik asit yetersizliğinden ileri geldiği bilinirse de bu, demir, B2 yada B6 yetersizliğinden de olabilir. Folik asit eksikliğinde dil ağrılı ve kırmızıdır. Pürtükleri kaybolmuşcasına düzgündür. B12 ve demir yetersizliğinde de benzeri belirtiler görülebilir. Folik asit eksikliği çoğu kez dış belirtiler sonucunda değil, kan testleri sonunda, kişide anemi olduğu anlaşılınca ortaya çıkar. Hafif eksikliklerde kişide deprasyon görülebilir. Daha ağır eksikliklerde ise sinirler hasara uğrar, periferik nevropati oluşabilir.

    Eksikliği megalobastik kansızlığı da meydana getirir. Bu hastalığa tropikal bölgelerde çok rastlanır. Bu eksikliğin başlıca nedeni, protein-kalori eksikliğine dayanmaktadır. Normal beslenen insanlarda ancak sindirim bozukluğunda ve gebelikte görülebilir. Sara hastalığında kullanılan ilaçlar verilirken bu vitaminin de verilmesi gerekir. Bazı antibiyotikler bu vitamini yok etmektedir. Bira, şarap, rakı vs. gibi alkollü içecekleri içen kimselerde ve sigara kullananlarda da bu vitamin eksikliği oldukça sık görülmektedir. Keçi sütü de bu vitamin bakımından fakir olup, bu sütle beslenen çocuklara da folik asit takviyesi yapılmalıdır. Sara hastalarına folik asitin B12 vitamini ile birlikte gerektiği zaman verilmesi uygun olur. Suda eriyen bu B vitamini türü, kırmızı renkli kan hücrelerinin (alyuvar) üretimi, büyümesi ve yeniden oluşumu için gerekli olan RNA ve DNA gibi nükleik asitlerin meydana gelmesine yardımcı olur.

    Folik asit özellikle büyüme sırasında ve stres halinde de gereklidir. Özellikle psikiyatrik hastalığı olanlarda folik asit eksikliği yaygındır. Depresyonlu hastalar, hatta şizofrenikler açık folik asit eksikliği gösterirler. Bu tür hastalara folik asit verilince depresyon geçtiği gibi, hastanın hastanede kalma süresi de kısaltılmış olur. Çoğu kez böyle hastalarda öbür B grubu vitaminlerin de eksikliği vardır. Onun için tüm psikiyatrik hastalara B komleks verilmesi yönünde bir görüş vardır. Yaşlılar ve ussal (zekasal) gerileme gösterenler de B kompleksle takviye edilmelidirler.

    Hamilelikte Folik Asitin Önemi :

    Son yıllardaki en ilginç bulgulardan biri de, folik asidin spina bifida denilen hastalıktaki önleyici rolüdür. Spina bifida, ana karnındaki dölütün omurgasının iyi gelişememesi, bunun sonucu olarak da sinir sisteminin hasar görmesidir. Spina bifidalı çocuklar deforme doğar, ya doğmadan önce yada hemen sonra ölür. Yaşayabilenler uzun süreli tıbbi tedaviye gereksinim gösterirler. Daha önce spina bifidalı yada ağır bir sinir sistemi anormalliği bulunan çocuk doğurmuş her kadın, gebe kalmadan önce doktoruna danışmalıdır. Böyle kadınların beslenme durumu ve folik asit düzeyi gebelikten önce saptanmalıdır. Bakınız: Gebelik Öncesi Bakım. Folik asidin hamilelik boyunca önemi omirilik ve/veya beyin sistemiyle ilgili özürlü çocuk doğurma (Spina bifida) riskini düşürmesinden kaynaklanır. Bu nedenle A.B.D Halk Sağlığı Servisi (The U.S Public Health Service) hamilelik boyunca bir kadının günde 400-800 mcg Folik Asit almasınını öneriyor.

    Hamilelik dünyanın en büyük mucizelerinden olsa da bebeğinizin ve kendi sağlığınızın sürekliliği için bu mucizeyi korumalısınız. Bunun yollarından birisi de folik asit tüketiminizle ilgili. Hamile olduğunuzu anladığınız dönemden itibaren yaşamınızın önceki dönemine; beslenme yanlışları yaptığınız, kendinize dikkat etmediğiniz, içki, sigara içtiğiniz zamanlara kalın bir çizgi çekin ve her şeye yeniden başlayın. Bu başlangıçta elinizde bulunması gereken ipuçları sizi mutlu sona daha bir güvenle yaklaştıracaktır. Bu arada tabii ki doktorunuzun tavsiyelerinden uzaklaşmayın. Her gün mutlaka folik asit tüketmelisiniz Özellikle hücre bölünmesinde ve hücrenin genetik yapısının oluşmasında önemli rol oynayan folik asit, gebeliğin erken dönemlerinde, bebeğinizin merkezi sinir sisteminin gelişimi için fazlasıyla gerekli bir maddedir. Embriyo, gebeliğin ikinci ve on ikinci haftaları arasında yeterli folik asit alamazsa özellikle beyin ve omurilik ile ilgili anormallikler olmak üzere doğumsal gelişim bozuklukları görülme riski artabiliyor. Ayrıca kan yapıcı organların etkilenmesine bağlı olarak annede kansızlık gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Beslenme ve diyet uzmanı Selahattin Dönmez, folik asitle ilgili olarak şu bilgileri veriyor: "Folik asit bebek gelişimi için çok önemli olup, hayati bir önem taşıyan organizmada protein sentezi, hücre çoğalması, kemik iliğinin görevini eksiksiz yerine getirmesi gibi işlevlerde bulunur. Eğer folik asit eksikse bebeklerde sinir sistemleriyle ilgili oluşum bozuklukları görülebilir. Bu yüzden gebeliğin özellikle ilk üç ayında özellikle fazla kullanmanız gerekir. Unutulmaması gereken önemli bir ayrıntı da folik asit vücutta depolanmaz. O yüzden her gün alınmalıdır."


    Folik asit hakkında bilmeniz gerekenler:

    Folik asit, hücre yapı taşlarının, kırmızı kan hücrelerinin (alyuvarlar) ve sinir dokularının oluşumunda etkili oluyor. Gebelikte görülen kansızlığın en büyük sebebi de folik asit eksikliği olarak çıkıyor karşımıza. Günlük yaşantımızda ateşli hastalıklar, dişlerdeki kanamalar ve plakalar için yardımcı bir tedavi olan folik asit, dişeti hastalıklarının tedavisinde de kullanılıyor. Yani ağız sağlığı konusunda da gerçekten önemli.

    Vücutta folik asit eksikliği varsa, hücreler bölünme ve çoğalma özelliklerini kaybediyor. Ayrıca bu eksikliğe bağlı olarak, gebelikte kansızlık ve bebeklerde gelişim bozuklukları gibi sorunlar da görülebiliyor.

    Sağlığımız için çok önemli...

    Son yıllarda yayınlanan bazı önemli araştırma sonuçlarına göre, suda eriyen B vitaminlerinden folik asit çeşitli rahatsızlıklarda ve özellikle kalp hastalıklarında koruyucu etki sağlıyor. Folik asit B vitamini ve bazı yiyeceklerin içinde doğal olarak bulunuyor. Folik asit ihtiyacını, özellikle hamileler; bu vitaminden zengin olan yiyeceklere günlük beslenmelerinde daha fazla yer vererek karşılayabilirler. Ancak bu düşünüldüğü kadar kolay olmaz. En zengin folik asit kaynakları olarak bilinen yiyecek maddeleri karaciğer, mercimek, kuru fasulye (kuru baklagiller), ıspanak, ceviz, badem, fındık ve fıstıktır. Bunlardan düzenli şekilde bol miktarlarda tüketenler gereksinimlerini yeterince karşılayabilirler. Ancak bazı hastalık tehlikesi geçiren hamilelerde (ki bu gibi durumlarda doktorunuz sizi uyarır) folik asit eksikliğini doğal yollarla yani yiyeceklerle karşılamak kolay değildir. Bu nedenle vitamin takviyesi gerekmektedir. Belli ölçüde risk taşıyan herkesin yeterli miktarlarda folik asit alabilmesi için en emin yol ya vitamin hapı takviyesi ya da folik asitle zenginleştirilmiş bazı temel yiyeceklerin her gün düzenli olarak ve aksatılmadan tüketilmesidir. Tüm kadınlar için hamile kalmadan veya gebeliğin ilk dönemlerinden önce düzenli olarak yeterli miktarda folik asit tüketimi büyük önem taşımaktadır. Bir kadın hamile olduğunu anladığında, folik asitin tüm faydalarından yararlanmak için belki çok geç olabilir. Dolayısıyla hamile kalmayı planlayan herhangi bir kadın önceden folik asit ihtiyacını karşılamayı düşünmelidir. UT Southwestern Medical Center’ daki beslenme uzmanları zengin folik asit kaynakları olarak yapraklı yeşil sebzeleri, portakal veya portakal suyunu ve brokoliyi de gösteriyorlar. 2002 yılından itibaren Bazı Avrupa ülkeleri ile A.B.D ‘de un, pirinç ve makarna gibi yiyeceklerin folik asit katkılı olarak üretilmesi planlanıyor. Bu gerçekten iyi bir fikir çünkü yakın zamanda yine A.B.D 'de yapılan bir araştırmada 18-45 yaş arasında ve hamile olmayan bayanların % 30’unun folik asit içeren vitaminler veya tabletler kullandığı ortaya çıktı. Bir kadın hamile kalmayı planlamasa bile günlük tavsiye edilen 400 mcg (microgram) folik asit almalıdır.


    Alacağımız folik asit miktarı ne kadar olmalı?

    Yapılan çeşitli araştırmalarda görülüyor ki günlük folik asit ihtiyaçları yaşa göre değişiyor. 0 - 6 ay arası bebekler günde 40 mikrogram (mcg), 7 - 12 ay 60 mikrogram, 1 - 12 yaş arası çocuklar günde 100 mikrogram ve 13 yaştan büyüklerin ise günde 200 - 400 mikrogram folik asit almaları öneriliyor. Folik asit eksikliği yüzünden sinir sistemlerinde oluşum bozuklukları olabilecek çocuk doğurma riski taşıyan gebelerin günde en az 400-800 mikrogram kadar folik asit alması öneriliyor. En zengin kaynaklardan karaciğerin 100 gramında 270, 100 gram kadar kuru fasulyede 125 birim ve mercimek de 107 birim folik asit bulunduğu göz önüne alınırsa sadece gıdalarla bu ihtiyacımızı karşılayabilmek çok kolay olmayacak. Takviyeli gıdalarla veya vitamin haplarıyla açığı kapatma yoluna gidilebilir.

    Yukarıda da belirttiğimiz gibi folik asidin önerilen günlük dozları yaş ve cinsiyete göre değişiyor. Hamilelerde gereken günlük miktar bebeğin gereksinimi nedeniyle iki katına yükseliyor. Hamilelik sırasında folik asit eksikliğine bağlı olarak, bebeklerde bazı doğumsal anomaliler görülebiliyor. Sigara ile folik asit arasında ise ilginç bir bağlantı var; çünkü sigara dumanının, akciğer hücrelerinde folik asit noksanlığına neden olan akciğer kanseri oluşumunda rol oynadığı düşünülüyor. Düzenli alkol kullananların da folik asit noksanlığına neden olarak akciğer kanseri oluşumunda rol oynadığı düşünülüyor. Düzenli alkol kullananların da folik asit gereksinimi artıyor.

    Bu nedenle kadın veya erkek sigara içen ve/veya düzenli alkol alan kişilerin de günde 400-800 mcg folik asit tüketmeleri onları çeşitli hastalık risklerinden koruyacaktır.

    Her bir folik asit tableti 800 mcg (mikrogram) folik asit ve 25 mcg (mikrogram) Vitamn B12 içermekte olup, ek gıda olarak yemeklerle beraber yetişkinler günde yarım veya 1, anne adayları ise 1 tablet alabilirler. Bilinen herhangi bir yan etkisi yoktur.






    GEBELİK ÖNCESİ BAKIM

    Anne ve baba adayının gebelikten önceki haftalar, hatta aylar içindeki besinsel durumu, doğacak bebeği etkileyebilir. Döllenmiş yumurtanın gelişip bir bebek haline gelmesi gebeliğin ilk sekiz haftası içinde gerçekleşir. Çoğu kadın bu dönemde gebe kaldığını farketmez bile. Kadının bu kritik haftalar içindeki besinsel ve toksik durumu bebeğin normal olup olmamasını etkiler. Bunun gibi, babanın sperminin kalitesi de besinsel ve toksik etkenlere bağlıdır. Aşırı miktarda kurşun, civa, kadmiyum gibi toksik (zehirli) madene maruz kalmak spermin kalitesini de, doğacak bebeğin sağlığını da etkiler. İçki ve sigara sperm anormaliklerini artırabileceği gibi, sperm sayısının azalmasına da yol açabilir.

    Bu satırları okuyup da yukarıda sözü edilen önlemleri almamış olan gebe kadınlar şundan emin olmalıdırlar ki, gebeliklerin büyük çoğunluğu sağlıklı, normal bir bebeğin doğumuyla sonuçlanır. Bu bölümdeki amacımız daha gebe kalmamış kadınlara bilgi sağlamaktır. Öyle ki, sağlıklı bir gebelik geçirsinler ve olabilecek en sağlıklı bebeği dünyaya getirebilsinler.

    Bebeğin sakat doğması olasılığını artıran etkenlerin başlıcaları şunlardır:

    Besinsel durumun yetersiz olması:

    Protein/amino asit eksikliği

    Temel yağ asitleri eksikliği

    Yetersiz karbonhidrat alımı

    Vitamin eksikliği

    Mineral eksikliği

    Zayıflık

    Zayıflama rejimleri



    İlaçlar:

    Yasal ilaçlar; Doğum kontrol hapı, antikonvülsanlar gibi

    Yasal olmayan ilaçlar; Marihuana gibi



    Toksinler (Zehirler):

    Tütün

    Alkol

    Çay ve kahve

    Kurşun, civa, kadmiyum v.b

    Organik kimyasal maddeler

    Mikrotoksinler (Mantarda bulunan toksinler)

    Bazı yiyecek katkı maddeleri



    Enfeksiyonlar:

    Kızamıkçık

    Toksoplazma

    Mikroplazma

    Frengi (Sifilis)





    Son Güncelleme: 30-10-2005


  3. Re: hamile bayanlardan tecrübelerine dayanarak bilgi almak istiyorum

    Önerildi fakat şu an dozunu hatırlamıyorum. Doktoruna danışman daha doğru olur.

  4. #4

    Re: hamile bayanlardan tecrübelerine dayanarak bilgi almak istiyorum

    bir yerde bulduğum yazıyı ekledim umarım işine yarar bende kullandım ama şu an da dozunu hatırlayamadım bence de bir uzmana danışman gerekli ayrıca aynı konuyla ilgili neden iki farklı konuaçtın ki

  5. #5
    Üyelik Tarihi
    16 Aralık 2005
    Bulunduğu Yer
    İstanbul-Kartal
    Mesaj
    109

    Re: hamile bayanlardan tecrübelerine dayanarak bilgi almak istiyorum

    Bende kullandım. Günde bir tablet alıyordum. Ama sadece ilk 3 ay kullanmamı söylemişti doktorum.
    Ama her doktor vermiyor sanırım. En iyisi doktoruna danışman.

  6. #6

    Re: hamile bayanlardan tecrübelerine dayanarak bilgi almak istiyorum

    Evet hamileyken doktorum önermişti folik asidi ama dozunu hatırlamıyorum.

  7. #7

    Re: hamile bayanlardan tecrübelerine dayanarak bilgi almak istiyorum

    bu sitede yeniyim tam olarak bimiyorum yani öğreneceğiz artık. peki hamilelik öncesinde ne gibi tahliller yapıldı? Ben kan sayımı torch gibi önemli kısımları yaptırdım ama ultrason istenmedi. Bu sizden de istenmedi mi?

  8. #8

    Re: hamile bayanlardan tecrübelerine dayanarak bilgi almak istiyorum

    Ben folik asit kullanmadım hamileliğim öncesi ya da sırasında.. Doktorum vermemişti..

  9. #9

    Re: hamile bayanlardan tecrübelerine dayanarak bilgi almak istiyorum

    Ultrasonlada bakılmıştı bana başka türlü nasıl bakacak ki?
    Belki sonuçlarını alınca bakacaktır ama ilk muaynedir ultrason.
    Folik asit de günde 1 tane hamile kalmadan önce başlıyorsun zaten ona.
    Bu arada daha önce demediysem hoşgeldin.

  10. #10
    Üyelik Tarihi
    18 Ağustos 2004
    Bulunduğu Yer
    İstanbul
    Mesaj
    8.331

    Re: hamile bayanlardan tecrübelerine dayanarak bilgi almak istiyorum



    Gebe Kalmadan Önce Ne yapılmalı

    • Hamilelik öncesi muayenedeki amaç nedir?

    Gebelikte yapılan takip kadar gebelik öncesi muayene ve danışma da önemlidir. Buradaki amaçlardan bir tanesi bilinen veya bilinmeyen bir hastalığın gebeliği ne oranda etkileyeceğinin ya da bu hastalığın gebelikten ne oranda etkileneceğinin ortaya konulmasıdır. İdeal olan gebeliği planladığınız zamandan 3 ay öncesinde hekim kontrolüne girmek ve mümkünse bilinçli ve planlayarak gebe kalmaktır. Çünkü gebe kaldığınızı bilmediğiniz ilk haftalar, bebeğinizin gelişiminin en kolay etkileneceği dönemdir.

    • Hamile kalmadan önce doktor kontrolüne gitmenin anne adayı ve doğacak çocuk için ne gibi faydaları vardır?

    Gebelik kadın vücudunun aslında alışık olmadığı ve bir anlamda yük getiren bir olaydır. Elbette sağlıklı bir gebelik dönemi ve sağlıklı bir çocuk için de annenin tam anlamıyla sağlıklı olması gerekmektedir. Bu nedenle gebe kalmaya karar veren kadınların gebe kalmadan önceki dönemde bir kadın hastalıkları ve doğum doktoruna başvurması gereklidir. Bilinen bir hastalık (şeker, yüksek tansiyon gibi) durumlarında bu muayenenin önemi daha da aşikardır.

    • Muayenede jinekolojik öykünün önemi nedir?

    Gebe kalmayı arzulayan ve bu amaçla da korunmayı bırakan kadınların geçmişte geçirmiş oldukları özellikle ciddi düzeydeki kadın hastalıkları gebe kalıp kalamayacakları açısından önem taşımaktadır. Örneğin daha önce rahim, yumurtalık ya da tüplerle ilişkili bir operasyon geçirmiş kişilerin bu bilgileri doktorlarına mutlaka iletmeleri gerekmektedir.

    • Bilinen herhangi bir hastalığı olmayan kişilerde yapılması gereken testler ve tetkikler nelerdir?

    Gebelik öncesi değerlendirmede anne ve baba adayının kendilerinde veya yakınlarında kalıtsal özellik gösterebilecek bir hastalığın var olup olmadığı araştırılır. Anne adayının genel bir muayenesi yapılarak herhangi bir hastalığı olup olmadığı araştırılır. Herhangi bir sorun saptandığında ise (örneğin kalp muayenesinde kalp seslerinde anormallik gibi) ilgili uzman doktorla görüşülerek bu problemin önemi ve gebeliği ne oranda etkileyebileceği araştırılır. Jinekolojik muayene ve ultrasonografi ile rahim ve yumurtalıklar değerlendirilir. Eğer gerekli görülürse smear testi uygulanır. Bazı temel laboratuvar testleri ile karaciğer, böbrek fonksiyonları ve kronik hastalık varlığı (Şeker, hepatit gibi) araştırılır. Herhangi bir sebepten dolayı sürekli kullanılan ilaçlar varsa gebelik döneminde kullanılmalarının uygun olup olmadığı değerlendirilir.

    • Daha önce yaşanmış hamilelik ve bunların sonuçlarının incelenmesi nasıl bir önem taşır?

    Daha önceden yaşanan gebelikler ile bunların sonuçları ile ilgili bilgiler, planlanan veya gerçekleşmiş gebeliğin nasıl seyredeceği hakkında önemli ipuçları verebilir. Daha önce gebelik boyunca ortaya çıkan problemlerin neler olduğu detaylı olarak sorgulanır Çünkü örneğin erken doğum ya da tansiyon yükselmesi gibi bazı problemlerin sonraki gebelikte de tekrarlama riski olduğundan bunlar mutlaka bilinmelidir. Ayrıca bebeklerin doğum haftaları, kiloları, doğum şekli, kaç saat sürdüğü, doğumda zorluk yaşanıp yaşanmadığı, detaylı olarak değerlendirilir. Özellikle daha önceden tekrarlayan düşükler, sakat bebek, zeka özürlü bebek dünyaya getirme ya da ölü doğum gibi olaylar varsa doktorunuz yeniden hamile kalamadan önce sizi mutlaka detaylı olarak değerlendirecektir.

    • Baba adayının alışkanlıkları eşini ve doğacak çocuğu nasıl etkiler?

    Öncelikle bilinmelidir ki gebe kalabilmek için erkeğin de spermlerinin sayı ve hareketinin yeterli düzeyde olması gerekir. Baba adayı eğer ağır bir sigara veya alkol tüketicisi ise bu mutlaka spermlerinin kalitesini ve hatta spermlerin genetik yapısını dahi etkileyebilecektir. Dolayısıyla ideal olan bu tür alışkanlıkların sadece kadın tarafından değil erkek tarafından da bırakılmasıdır.

    • Çocuk sahibi olmak isteyen kişiler nasıl beslenmelidir?

    Bebek sahibi olmaya karar verdiğiniz anda beslenme alışkanlıklarınızın tümünü gözden geçirmelisiniz. Folik asit alımına başlayınız. Daha gebeliğin yeni anlaşıldığı hatta gebe kalma olasılığının olduğuya da gebe kalınmak istendiği günlerden itibaren anne adaylarının yapmaları gereken şey; folik asit adındaki vitamini almaya başlamalarıdır. Folik asit desteğinin önerilme nedeni ise beyin ve omurilikde oluşabilecek problemlerin önlenmesidir. En iyi doğal folik asit kaynakları yeşil yapraklı sebzeler, taze sıkılmış meyve suları, pancar, brokoli, bamya ve kuru baklagillerdir. Ancak hiç olmazsa gebe kalındığı anlaşıldıktan sonra bu besinlere ek olarak mutlaka ilaç tarzında folik asit de alınmalıdır. Ayrıca yapay tatlandırıcılar, kafein gibi pek çok maddenin kullanımı da minimal düzeye indirilmelidir. Eğer kilo fazlanız varsa bunlardan kurtulmak için en iyi dönem gebelik öncesidir.

    • Hamile kalmaya çalışan anne adaylarının hayatındaki stres bu süreci olumsuz etkiler mi?

    Elbette etkileyebilir. Özellikle kadınların hormonal düzenleri çok hassas bir denge üzerine kurulu olduğundan, psiklojik her türlü sorun doğrudan kadının bu hassas dengesini etkileyerek yumurtlama fonksiyonunu bozabilir. Dolayısıyla da gebe kalma ihtimalini azaltır.

    • Kadınlar, hamile kalmaya karar vermeden önce alkol ve sigarayı bırakmalı mıdır? NE kadar önce bırakmalıdır? Alkol ve sigara sperm kalitesini bozar mı?

    İlk yapılacak işlerden biri olarak sigarayı bırakınız. Çünkü sigara içen kadınlarda gebe kalmada güçlük, gebe kalındığında da düşük olasılığında artış, erken doğumlar, düşük kilolu bebekler dünyaya getirme ve hatta anne karnında bebek ölümlerinin fazlalaştığı bilinmektedir. Tüm bu istenmeyen olaylar fazlaca sigara ve alkol tüketiminde söz konusu olmasına rağmen elbette ideali hiç zararlı madde almamaktır. Belli bir süre olmamasına karşın en az birkaç ay önce sigara ve alkolün bırakılmış olması önerilmektedir. Alkolün ve sigaranın sperm kalitesine kötü etkileri olduğu uzun süredir bilinmektedir.


    Gebelik öncesi bazı tahlilleri yaptırmanız gebelik izleminizde oldukça kolaylıklar sağlayacaktır.

    Bu testler:
    Kan grubu
    Pelvik ultrasonografi
    Tam idrar tahlili
    Tam kan sayımı
    Rutin biyokimya (Açlık kan şekeri, üre, kreatinin, SGOT, SGPT),
    Kanama profili (Kanama ve pıhtılaşma zamanları, APTT, PTT, fibrinojen)
    TORCH testleri (Toxoplasma, Kızamıkçık, Sitomegalovirüs, Herpes)
    (gerekirse) serum B12 ve folik asit düzeyleri olarak özetlenebilir.

    Ancak önceki gebeliklerinizde bir takım problemler ortaya çıkmışsa veya anne-baba adaylarının önceden sistemik bir rahatsızlıkları varsa daha özel testler de hekiminiz tarafından istenebilir. Bu durumda gebeliğiniz “riskli gebelikler” grubuna girecektir.

    Gebelik öncesi diş problemleriniz varsa bunları önceden halletmenizde fayda vardır. Çünkü gebeliğinizle birlikte bu problemleriniz artabilir.

    Gebelik öncesi hemoroid, anal fissür gibi makadla ilgili problemleriniz varsa bunların önceden giderilmesi gebeliğiniz süresince size rahatlık sağlayacaktır.

    Gebe kalmadan yaklaşık 3 ay önce başlayıp gebeliğin en az ilk 4 ayı boyunca kullanılan folik asit hapları “ nöral tüp defektleri” adı altındaki bir grup rahatsızlıktan bebeğinizi koruyacaktır. Bu yüzden gebelik öncesi folik asit içeren hapları kullanmanızda fayda var. Kullanım şekli ve dozları konusunda hekiminize danışınız.

    Gebe kalmadan önce psikolojik durumunuzun da iyi olmasına dikkat ediniz.

    Gebelik yalnızca bir rahim ve içinde büyüyen bir bebekten ibaret değildir. Vücudunuzdaki tüm sistemler ile birlikte sizin ruhsal durumunuzu da etkileyecek olan bir süreçtir. Gebelikte salgılanan hormonlar sizi daha alıngan, gergin ve sıkıntı hale getirebilir. Onun için gebeliğe hazır olmanız ve kendinizi psikolojik açıdan yeterli hissetmeniz son derecede önemlidir.

    En az bir yıl süresince düzenli ilişkiye rağmen gebe kalamıyorsanız hekiminize başvurun. İnfertilite (kısırlık) probleminiz olabilir.

    “Hekiminizi seçerken ilk koşulunuz ona güvenmektir”.
    Gebelik izlemleriniz için en ideali, güvenebildiğiniz ve konusunda tecrübeli tek bir hekiminizin olmasıdır. Çok sayıda hekim değiştirmek üzerinizde olumsuz bir etki yaratacaktır. Hekiminizi seçerken bilgisine güvenmeniz ve tecrübeli şekilde doğumunuzu yaptıracağına inandığınız birisinin olmasına dikkat ediniz.

    Gebeliğinizi başından sonuna kadar izleyen bir hekimle aranızda zaman içinde bir güven bağı oluşacaktır, bu şekilde özellikle son aylarınızdaki doğumunuzla ilgili endişelerinizi azaltacaktır.

    Doktorunuzu seçerken onun tıptaki son yenilikleri takip edip etmediği, sorularınıza tatminkar ve yeterli cevaplar sunup sunmadığı, size yeterli zaman ayırıp ayırmadığı, istediğiniz anda ona rahat bir şekilde ulaşıp ulaşamamanız, iş yerinin hijyenik ve teknolojik olarak yeterli donanıma sahip olup olmadığı gibi soruları içinizden değerlendirin.

    jinekolog.net






Benzer Konular

  1. Amerika'da yaşayan veya yaşamış olan arkadaşlar yardım eder msinizi?
    Konuyu Açan: luna_lovegood, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 1
    Son Mesaj: 18 Mayıs 2010, 22:30
  2. BİLGİSİ OLAN ARKADAŞLAR YARDIM EDERSE SEVİNİRİM.
    Konuyu Açan: aykaneren, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 4
    Son Mesaj: 23 Haziran 2007, 00:07
  3. Cevap: 4
    Son Mesaj: 16 Mart 2007, 15:37
  4. Cevap: 2
    Son Mesaj: 20 Şubat 2006, 21:57

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Dosya Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.