Seyrederseniz TAHAMMÜL sınırınız nedir?
Yeniden başladıktan sonra adı "KİM 500 BİN İSTER?" adlı yarışmayı seyrediyorum bazen. Erken başlıyor, yetişirsem ancak sonunu, pazartesileri de haber sonrası yayınlandığı için genelde tamamını.
Ama ekran karşısında saçımı başımı yoluyorum bazen.
Adam çıkıyor diyor ki yıllardır sürekli arıyorum, kendime şöyle güveniyorum, kesin sonuna kadar gitmek istiyorum vb.vb.vb... Daha ilk sorularda abuk bir cevapla eleniyor.
Ama nasıl abuk cevaplar. Çevirin on tane ilkokul öğrencisini en az sekizi bilir, öyle sorular. (Yine de benim yarışma seyretme tarihimdeki en acınacak cevap bir PASSAPAROLA yarışmasında, maalesef bir ÖĞRETMENin "KAFATASININ İÇİNDEKİ FALANA FİLANA YARAYAN ORGAN-[size=large]B[/size] İLE BAŞLIYOR" sorusuna verdiği [size=large]BARSAK[/size] cevabıydı. )
Üniversite öğrencileri çıkıyor, Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı şehrimizi bilmiyor, öğretmenler çıkıyor en ünlü yazarlarımızı bilmiyor, daha doğrusu şairlerimizi-yazarlarımızı-sanatçılarımızı pek kimse bilmiyor... Sadece bunları mı, tarihimizi de coğrafyamızı da...
Peki neyine, hangi olmayan genel kültürüne güvendin de çıktın oraya be adam? Kafanın içindeki tek şey asla çıkamayacağın para basamakları mı? Ağlanacak halini görmez misin? Daha ilk sorularda kendini belli ediyor insan, ben bağırmaya başlıyorum "inşallah barajı göremeden elenirsin, bari başkasının zamanını harcama" diye...Yani tahammül sınırım çok diplerde bu tip şeylerde.
Ama arada bir çıkan (p.tesi günü bir emekli öğretmen hanım vardı mesela) bilgili, kültürlü ve de mantıklı insanları insanları izlemek büyük keyif veriyor. Bu bayan çocukluğundan beri çok okuduğunu ama maalesef kızlarının onun gibi okumadığını daha doğrusu yeni neslin buna zaman ayırmadığını da söyledi. Çok doğru.
Sizin tahammülünüz ne durumlarda böyle konularda?