Dünyada ve ülkemizde,enerji sorunu giderek daha önemli bir yer teşkil ediyor.
Bir kaç gün önce,hükümet,ülkede nükleer enerji santrali kurulması için çalışma başlattı.(aslında 1999 da yapılan bazı anlaşmaların uzantısı.o zaman ecevit konuyu rafa kaldırmıştı)
Yer olarak daha önceki yıllarda zemin etüdleri filan yapılmış AKKUYU(MERSİN) ve SİNOP çıkıyor karşımıza.
Nükleer enerji ise herzaman tartışma konusu olmuş dünyada.
Bu konudaki temel bilgilerim,benim doğru karar verebilmem için yeterli değil gördüğüm kadarıyla.
Ama birilerinin insanları bu konularda bilgilendirmesi lazım.
Öyle durup duruken ben nükleer enerji santrali yapıcam demekle olmuyor.
AB konusunda yaptıkları gibi,"biz karar verdik oldu" mantığı doğru değil.
Konuyu kamuoyunun görüşlerine açmak gerekir diye düşünüyorum.
Bu enerjinin güvenli olmadığını,doğaya ve insana zarar verdiğini savunanlar var.
Özellikle enerji sonrası oluşan atıkların yok edilmesi veya saklanması konusu henüz çözümlenebilmiş değil.
Bu atıkaları,doğanın 250 yılda yokettiği biliniyor.250 yıl boyunca bu atıklar güvenli bir şekilde nasıl depolanacak veya saklanacak.
Yüksek radyoaktif içeren bu atıklar en büyük olumsuzluk olarak görülüyor.
Bu nedenle nükleer enerji karşıtları,çevre örgütleri kesin bir dille karşı çıkıyor nükleer santrallere.
Gerçi greenpeace gibi çevre örgütlerinin,büyük petrol şirketlerinin denetiminde olduğu söyleniyor.
Yani nükleer santraller(hammaddesi uranyum ve toryum.toryum bakımından ülkemiz oldukca zengin) yerine,termik santraller(hammaddesi petrol,kömür,doğalgaz) kurulması petrol şirketlerinin işine geldiği için greenpeace gibi çevre örgütlerinin bizzat kendilerinin kurdurduğu söylenir hep.
Ama hiç bir şey ülkemizin çok ciddi bir enerji ihtiyacının olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Enerji konusunda dışa bağımlı olmak;gerçek bağımsızlık ilkesi ile de çelişiyor zaten.
Yarın doğalgaz aldığımız rusya veya iran ile kapışsak ve onlar vanaları kapatsa,perişan olduk demektir.
Şu an hidroelektirik santrallerimiz,ülke enerji ihtiyacının ancak yüzde yirmisini karşılıyormuş.
Güneş ve rüzgar enerji santralleri ise ancak yerel bazda bir çözümmüş.(öyle söylüyor uzmanlar)
Diğer taraftan boşa akıp giden sularımız var.En son atatürk ve keban barajı o bölgeye ciddi bir rahatlama getirdi.
Ülke elektirğinin karşılanabilmesi için,keban büyüklüğünde en az 20 baraja daha ihtiyaç olduğu söyleniyor.
Bir de güvenlik sorunu var.
Nükleer enerji santralinin güvenliği için,en az kuruluş maliyeti kadar(10-15 milyar dolar) güvenlik maliyetinin olduğu söyleniyor.
Sürekli terör ile yatıp kalkan bir ülke olarak,bu santralin güvenliği bizim gibi ülkelerde daha bir önem kazanıyor.
Tüm bunları üst üste koyduğumda ben işin içinden çıkamadım.
Nükleer enerji mi,yoksa geri dönüşümlü ve zararsız su,güneş ve rüzgar enerjisi mi?
Bir de tabi hammaddesi fosil olan(petrol,kömür,doğalgaz) termik santraller var.
Sizin fikirleriniz nedir arkadaşlar veya aktarabileceğiniz bilgiler nelerdir?