1. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var 12 SonuncuSonuncu
Toplam 13 sonuçtan 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
  1. #1

    enerji sorunu hakkında neler düşünüyorsunuz arkadaşlar.

    Dünyada ve ülkemizde,enerji sorunu giderek daha önemli bir yer teşkil ediyor.
    Bir kaç gün önce,hükümet,ülkede nükleer enerji santrali kurulması için çalışma başlattı.(aslında 1999 da yapılan bazı anlaşmaların uzantısı.o zaman ecevit konuyu rafa kaldırmıştı)
    Yer olarak daha önceki yıllarda zemin etüdleri filan yapılmış AKKUYU(MERSİN) ve SİNOP çıkıyor karşımıza.
    Nükleer enerji ise herzaman tartışma konusu olmuş dünyada.
    Bu konudaki temel bilgilerim,benim doğru karar verebilmem için yeterli değil gördüğüm kadarıyla.
    Ama birilerinin insanları bu konularda bilgilendirmesi lazım.
    Öyle durup duruken ben nükleer enerji santrali yapıcam demekle olmuyor.
    AB konusunda yaptıkları gibi,"biz karar verdik oldu" mantığı doğru değil.
    Konuyu kamuoyunun görüşlerine açmak gerekir diye düşünüyorum.
    Bu enerjinin güvenli olmadığını,doğaya ve insana zarar verdiğini savunanlar var.
    Özellikle enerji sonrası oluşan atıkların yok edilmesi veya saklanması konusu henüz çözümlenebilmiş değil.
    Bu atıkaları,doğanın 250 yılda yokettiği biliniyor.250 yıl boyunca bu atıklar güvenli bir şekilde nasıl depolanacak veya saklanacak.
    Yüksek radyoaktif içeren bu atıklar en büyük olumsuzluk olarak görülüyor.
    Bu nedenle nükleer enerji karşıtları,çevre örgütleri kesin bir dille karşı çıkıyor nükleer santrallere.
    Gerçi greenpeace gibi çevre örgütlerinin,büyük petrol şirketlerinin denetiminde olduğu söyleniyor.
    Yani nükleer santraller(hammaddesi uranyum ve toryum.toryum bakımından ülkemiz oldukca zengin) yerine,termik santraller(hammaddesi petrol,kömür,doğalgaz) kurulması petrol şirketlerinin işine geldiği için greenpeace gibi çevre örgütlerinin bizzat kendilerinin kurdurduğu söylenir hep.
    Ama hiç bir şey ülkemizin çok ciddi bir enerji ihtiyacının olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
    Enerji konusunda dışa bağımlı olmak;gerçek bağımsızlık ilkesi ile de çelişiyor zaten.
    Yarın doğalgaz aldığımız rusya veya iran ile kapışsak ve onlar vanaları kapatsa,perişan olduk demektir.
    Şu an hidroelektirik santrallerimiz,ülke enerji ihtiyacının ancak yüzde yirmisini karşılıyormuş.
    Güneş ve rüzgar enerji santralleri ise ancak yerel bazda bir çözümmüş.(öyle söylüyor uzmanlar)
    Diğer taraftan boşa akıp giden sularımız var.En son atatürk ve keban barajı o bölgeye ciddi bir rahatlama getirdi.
    Ülke elektirğinin karşılanabilmesi için,keban büyüklüğünde en az 20 baraja daha ihtiyaç olduğu söyleniyor.
    Bir de güvenlik sorunu var.
    Nükleer enerji santralinin güvenliği için,en az kuruluş maliyeti kadar(10-15 milyar dolar) güvenlik maliyetinin olduğu söyleniyor.
    Sürekli terör ile yatıp kalkan bir ülke olarak,bu santralin güvenliği bizim gibi ülkelerde daha bir önem kazanıyor.
    Tüm bunları üst üste koyduğumda ben işin içinden çıkamadım.
    Nükleer enerji mi,yoksa geri dönüşümlü ve zararsız su,güneş ve rüzgar enerjisi mi?
    Bir de tabi hammaddesi fosil olan(petrol,kömür,doğalgaz) termik santraller var.
    Sizin fikirleriniz nedir arkadaşlar veya aktarabileceğiniz bilgiler nelerdir?

  2. #2

    Re: enerji sorunu hakkında neler düşünüyorsunuz arkadaşlar.

    Nükleer enerji santralleri beni hep ürkütüyor.Çünkü bir çernobil faciası yaşamışız.Hala da etkisi devam ediyor.Bende rüzgar enerjisi ve akarsularımızda barajlar kurulması taraftarıyım.
    Dünyada zaten kullanılabilir enerji türleri gittikçe yok oluyor.Su için bile bir süre belirlenmiş.Şu kadar yıl sonra su savaşları olacak deniyor.Bunlarda çok ürkütücü.

  3. #3

    Re: enerji sorunu hakkında neler düşünüyorsunuz arkadaşlar.

    akşam siyaset meydanında da bu konu tartışıldı ama beni açmadı..
    bende türk halkı gibi konuda bilgisiz ve duyarsız buldum kendimi.

    doğayı kirletmesin diyorum..ama nereye kadar.
    nükleer enerjiye çok karşı değilim çünkü yatağan termik santralinin yıllardır yöre insanlarını zehirlediğini gözlerimle gördüm.
    sonuçta santraller çevreyi kirletir,önemli olan o santralden ne kadar verim aldığındır bence..

    eğer bir nükleer elektrik santrali güvenli işletilirse yatağandan fazla zarar veremez bence.

    atıklar konusunda ise,ABD nin çözümleri denenebilir.
    o çözümler nedir bilmiyorum ama oradaki duyarlı çevreci lobinin güçlü olduğunu biliyorum.

    bu arada SAO PAOLO şehrinin tüm enerjisini çöp santralinden aldığını öğrendim..güzel ve akılcı bir alternatif enerjidir bence..

  4. #4
    Üyelik Tarihi
    07 Ocak 2005
    Bulunduğu Yer
    İstanbul-Maltepe
    Mesaj
    12.581

    Re: enerji sorunu hakkında neler düşünüyorsunuz arkadaşlar.

    Hamdi, ablamın kayınbiraderi çevre için çalışan bir doktorlar grubunun başkanı olarak bu konuda çok çalışma yapıyor. Arayınca mesela şöyle bir yazı çıktı karşıma. Yazıda adı geçen Ü.Şahin kendisi. Nükleer santraller hakkında tıbbın görüşü:

    http://bianet.org/php/yazdir.php?Dos...6/29/63114.htm

  5. #5

    Re: enerji sorunu hakkında neler düşünüyorsunuz arkadaşlar.

    Nükleer enerjinin faydalarının zararlarından daha fazla oldugunu kabul ediyorum..

    İnsan sağlığına daha az zarar verir.

    -Sera etkisi ile dünyanın ısınmasını önler.

    -Asit yağmurları ile bitki örtüsünün tahrip olmasını önler.

    -Ozon deliklerinin oluşmasına katkıda bulunmaz.

    -Kömür santralleri çevresinde kül tepelerinin oluşmasını önler.

    -Kömürün çıkarılması ile oluşan çevre kirlenmesini önler.

    -Çevreye arsenik, kurşun ve cıva gibi kanser yapıcı metallerin atılmasına neden olmaz.

    -Baraj yıkılması ile meydana gelen su baskını felaketlerinin azalmasına neden olur.


    Ülkemizde kontrolü nasıl olacak bilemiyorum kestiremiyorum ama umarım olumsuz propagandalara ragmen,nükleer enerji Ülkemiz için iyi olacak..olmalı...

    çok fazla bilgim yok ama MERSİN çokdaha uygun
    sanayi şehri olarak...

  6. #6

    Re: enerji sorunu hakkında neler düşünüyorsunuz arkadaşlar.

    nükleer enerji hehangi bir kaza olmasa bile çevresine onlarca km.ye radyoaktif yaydığı,etrafındaki toprağı kuma çevirdiği,organik yaşamı yok ettiği,yördeki isnaların kanser olmasına sebap olduğu,doğan çocukların özürlü olarak dünyaya geldiği geldiği kısacası yaşamı katlettiği bir gercektir.


    Bugün Almanya’nın nükleer enerji santrallerini, belli bir vadeye yaymış olsa dahi kapatma ve bir daha hiçbir şekilde kurulmaması kararını almış olması; Avusturya’da Siemens tarafından yapılan ilk atom santralinin 1978’de yapılan halk oylaması sonucunda hiç açılmamış olması; Japonya’nın 30 bin kişilik Maki kasabasında 96'da yapılan halk oylaması sonucu Maki belediyesinin atom santralına bir karış yer vermemiş olması; Akkuyu’da 1999 Temmuzunda Greenpeace ile yerel yönetimin birlikte düzenlediği yerel halk oylamasında oy kullananların % 84’ünün nükleer santral ve radyoaktif atık deposu kurulmasına hayır demesi1; Avustralya, İzlanda, İrlanda, Danimarka, Norveç, Portekiz ve Yeni Zelanda da kesinlikle anti-nükleer bir politikanın uygulandığı ve Türkiye’ye nükleer reaktör satmak için birbirleriyle yarışan ülkelerde on yıllardır tek bir santral siparişi alınamamış olması (ABD 27 yıl, Kanada 26 yıl, Almanya 18 yıl); nükleer gücün arkasındaki çok uluslu sermayenin dinamiklerinin görülmesi ve nükleer lobinin mali krizini aşmak için, pervasızca ve hayasızca, ikinci ve üçüncü dünya pazarlarına dadandıkları gerçeğini gözler önüne sermektedir.


  7. #7

    Re: enerji sorunu hakkında neler düşünüyorsunuz arkadaşlar.

    cok sey
    zamanim olunca yazicam, beyin firtinali guzel bir forum

  8. #8

    Re: enerji sorunu hakkında neler düşünüyorsunuz arkadaşlar.

    Evet bir de bu durum var.Avrupadaki ülkelerin kapatıyor olması ya da yeni santraller kurmaması.

  9. #9
    Üyelik Tarihi
    07 Ocak 2005
    Bulunduğu Yer
    İstanbul-Maltepe
    Mesaj
    12.581

    Re: enerji sorunu hakkında neler düşünüyorsunuz arkadaşlar.

    Ne yazık ki, nükleerciler nükleer karşıtlarının her dediğine bir kılıf uyduruyor. O nedenle pek çok kişi bunun zararlı değil faydalı olduğunu bile düşünebiliyor. Ama olay o kadar basit değil. Zaman ayırıp okuyun lütfen:
    .....................................

    Kapalı Kapılar Ardında Nükleer Ölüm Pazarlıkları - Çağla Ünlütürk(teori.org)
    10 Şubat 2006 -

    Hükümet son birkaç yıldır tartışmaya dahi açmadan gizli kapaklı yürüttüğü “nükleer enerjiye geçiş” projesi üzerindeki yoğun çalışmalarını sürdürmektedir. Projeye ilgi duyan firmaların temsilcileri ile görüşmeler yapılmaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Güler, bir televizyon programında kamuoyunun tepkisi nedeniyle nükleer planlarını gizli tutuklarını ağzından kaçırmıştır. Nükleer santral kurulması söz konusu iller arasında Sinop, Mersin, Konya ve Sakarya’nın adı geçmektedir. Sinop’ta santralin tapu kadastro işleri etrafa Toplu Konut İdaresi adına yürütülüyormuş izlenimi verilerek, gizlice tamamlanmış olduğu bilinmektedir. Nükleer santrallerin kurulmasıyla ilgili tüm aşamalarda yetkili kılınan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ise nükleer santrallerin kurulacağı illerin adlarını -Bilgi Edinme Yasasına rağmen- kesinlikle açıklamamaktadır. Tüm yetkili kurumlar nükleer çalışmalarını sürdürürken, yabancı nükleer enerji lobileriyle kapalı kapılar ardında pazarlıklar yapılırken bir yandan da her fırsatta Türkiye’nin enerji darboğazı dile getirilmekte ve bunu aşmanın tek yolu olarak nükleer enerji gösterilmektedir.

    Türkiye’de 1960’ların sonunda başlayan büyük bir nükleer santral kurma fikri 1970’lerden itibaren pek çok kez gündeme gelmiştir. Dünyadaki gelişmelerin görülmesine, yüksek yatırım ve saklama maliyetlerine ve tüm olumsuz etkilerine rağmen nükleer santralin gerekliliği savı bütün hükümetler tarafından öne sürülmüştür ve halen gündemdedir. Üstelik santrallerin kurulacağı coğrafi yerleşimin güvenlik açısından önemi dahi göz ardı edilmektedir. Örneğin santral kurulması planlanan ve artan kamuoyu baskısı sonucu vazgeçilen Akkuyu, Ecemiş Fay hattı üzerinde yer almaktadır.

    Nükleer enerji merkez ülkelerin giderek vazgeçtiği ve çevre ülkelere ihraç etmeğe çalıştığı bir çöp teknolojidir. 1970’lerde 2000’li yıllara ilişkin projeksiyonlar temel enerji kaynağının nükleer enerji olacağı yönündeydi ve nükleer teknolojinin yaygınlaşmasına alkış tutuluyordu. Ancak bugün geldiğimiz noktada nükleer enerjinin elektrik üretiminde % 15’ler düzeyindeki payı bile azalmaya yüz tutmuştur.

    Nükleer sektörde yaşanan bu büyük yanılgının temel nedenlerine gelince; yatırım- finansman- kredi- garanti- işletme maliyetlerinde, ekonomik ticari olarak tam bir başarısızlık yaşanması; diğer enerji kaynakları ile artık rekabet edememesi, atıkların nasıl bertaraf edileceğinin hala çözümsüz olması ve şimdiden birçok ülkenin başına çok büyük belalar açması; arızalar nedeniyle sık sık devre dışı kalması; normal işletme anında bile çevreye sızan ve işletmede çalışanlara da zarar veren radyasyon yayılımı; sıkça yaşanan ve milyonlarca kişiyi etkileyen nükleer kazalar; yüksek güvenlik nedeniyle lisanslama sürelerinin 15- 20 yıla uzaması; nükleer silahlanma ve 11 eylül saldırısı gibi uluslar arası tehditlerin artması; uranyum yakıtı işletmeciliğinin sorunları; nükleer enerjiye karşı gelişen yurttaş tepkisi ve güvensizlik; yenilenebilir; alternatif; temiz enerji kaynaklarının gelişmesi; enerji verimliliği, enerjinin etkin kullanımı ve tasarrufu yaklaşımlarının yaygınlaşması; enerji yoğun üretim yerine düşük enerji kullanımlı teknolojilere ve üretime geçiş; enerji tüketim alışkanlıklarının değişimi gibi bir çok gerekçe sayılabilir(1).

    Nükleer güçten enerji elde edilmesi, nükleer santralin çalışmaya başlamasından, atık boşaltımı ve saklanmasına kadar her aşamasında tehlike saçmaktadır. En büyüğü “Çernobil” olmak üzere, çoğu kamuoyuna yansıtılmayan yüzlerce nükleer kaza yeryüzünde ve insan sağlığında etkileri hala devam eden tahribatlar yaratmıştır. Radyoaktif sızıntı, genetik bozulma, kanser ve ölüme neden olmaktadır.

    Çernobil’den kaynaklanan radyoaktif serpinti 160 000 km² toprağı kirletmiş, en az 9 milyon insanı etkilemiş ve 400 000 kişinin evinden olmasına yol açmıştır. Çocuklardaki tiroit kanserleri yüz kattan fazla artmıştır(2).

    Nükleer atıkların depolanması bugün hala çözüm bulunamamış sorunlardan biridir. En iyi bilinen radyoaktif elementlerden 22. 600 yıllık yarı ömrü olan plütonyum 239’dur. Tamamen zehirli olan bu element kemiklere yerleşen alfa parçacıkları salar. Depolandığında bu atıklar milyonlarca yıl sonra bile hala aktif olacaktır(3).

    Bütün bu gerekçeler nedeniyle dünya nükleer enerjiden vazgeçmektedir. ABD’de 1978, Almanya’da 1982 yılından bu yana yeni nükleer santral siparişi yoktur. Fransa 1997’den itibaren 2010 yılına kadar nükleer programını askıya almıştır. Kanada’da 13 Ağustos 1997’de 21 adet CANDU nükleer santralinden 7’si yetersiz ve tehlikeli bulunduğu için kapatılmıştır. İsveç, 1980 yılında yapılan referandum sonucunda 2010 yılında, elektriğinin %46’sını elde ettiği tüm nükleer santrallerini kapatma kararı almıştır. İtalya, Kasım 1987’de yapılan referandum sonucu, nükleer enerjiden vazgeçmiştir. Avrupa’da yalnızca Finlandiya 5. nükleer Rusya Çernobil Faciasından sonra, daha önce planladığı santral projelerini iptal etmiştir. Endonezya, Tayland, Vietnam, Avustralya, Küba, Meksika, Portekiz, İrlanda, Danimarka, Lüksemburg, Yunanistan, Norveç, İsviçre, Hollanda, İzlanda, İskoçya ve Yeni Zelanda nükleer teknolojiden vazgeçmiştir(4).

    Türkiye’de ise “enerji darboğazı”nın çözüm yolu olarak bir yandan “özelleştirme”, diğer yandan “nükleer enerji” dayatılmaktadır. Yüksek enerji kaybı için gerekli önlemler alınmadığı gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının araştırılma ve kullanımı için de yatırım yapılmayan ülkemizde enerji sektörü dışa bağımlı kılınmıştır.

    Hangi enerji kaynağının seçildiğinden; enerji üretiminin ekolojik, toplumsal maliyetlerinin analizine; enerjinin ne tür bir üretim- tüketim işlevine hizmet ettiğine ve enerji kaynaklarının kimin mülkiyetinde olduğuna kadar tüm sorulara verilecek yanıtlar iktidarların siyasal tercihlerinin ne olduğunu gözler önüne sermektedir. Sermaye birikimine dayanan iktisadi sistem, enerjiyi israf eden kar güdüsü ve bunlardan güç alan bir siyasal iktidar enerji sorunsalını çözmekten acizdir.


    1- Künar, Arif, “Neden Nükleer santrallere Hayır?”, Bilim ve Gelecek, Sayı: 11, Ocak 2005, s. 5- 15

    2- Gürbüz, Özgür, “Nükleer Lobi 37 Yıldır Peşimizde”, Tes- İş, Temmuz 2004, s. 67

    3- Deléage, Jean Paul, “Ekonomi- Politiğin Eko- Marksist Eleştirisi”, Marksizm ve Ekoloji, Ankara, Öteki Yayınları, 2000, s. 61- 81

    4- Künar (a.g.e), A Farewell to Nuclear Power, Gren Peace, 1997’den yaralanmıştır.

    Bu yazı 7 şubat tarihinde Teori.Org sitesinde yayınlanmıştır


  10. #10

    Re: enerji sorunu hakkında neler düşünüyorsunuz arkadaşlar.

    forum başlığını görünce
    tam benlik diyip saldırdım klavyeye

    nükleer santraller uzun uzadıya konuşulması tartışılması değerlendirilmesi gereken bir konu
    ben körü körüne evet demek gibi körlemesine hayır denmesini de doğru bulmuyorum
    bütün artılar ve eksiler yanyana konulup iyice değerlendirilmelidir
    hangi teknoloji kullanılacak
    ekonomik ömrü ne olacak
    yakıt atıkları ne olacak
    nerede saklanacak
    bu atıkların depolanacağı yerlerin jeolojik özellikleri nelerdir
    elektrik şebekesine ne kadar katkı sağlayacak
    vs vs vs vs
    bu liste upuzun bir liste

    ama en azından kesin olan bazı şeyler var kömürle çalışan bir termik santralın baca filtrasyon sistemleri gereken şekilde yapılmadığında, ki türkiyede bu hep böyle omuştur olmaya devam etmektedir
    kesin bir şekilde nükleer santraldan daha fazla zararı hem de anında vermektedir

    dünyada özellikle avrupa enerji trendi yenilenebilir enerji kaynaklarına yani güneş rüzgar ve suya yönelme şeklinde

    özellikle rüzgar türbinleri çok revaçta
    danimarka, almanya, norveç hllanda gibi ülkelerde sayısı sürekli olarak artıyor
    ülkemizde bozcaada ve çeşme alaçatıda başarılı uygulamaları var
    danimarkalılar kuzey denizinde dev türbinler inşa ediyorlar

    türkiye özellikle hidro enerji bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biri
    güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi açısındanda yüksek potansiyele sahip

    sorun türkiye



Benzer Konular

  1. Enerji İçecekleri Hakkında
    Konuyu Açan: Asli_Demirci, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 0
    Son Mesaj: 24 Eylül 2010, 15:40
  2. pediasure hakkında neler biliyorsunuz arkadaşlar..
    Konuyu Açan: belilya, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 10
    Son Mesaj: 18 Ağustos 2010, 09:29
  3. Evde enerji tasarrufu nasıl yapılır? Neler yapıyorsunuz?
    Konuyu Açan: glo, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 52
    Son Mesaj: 06 Ocak 2010, 14:45
  4. İdam hakkında ne düşünüyorsunuz?
    Konuyu Açan: story98, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 47
    Son Mesaj: 17 Kasım 2005, 18:55

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Dosya Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.