siteye baktım kimse bu konuda yazmış mı diye bu konuda yazı bulamadım. Bugün kararlaştırdığımız gibi yuvaya gittik. Bina çok güzel tertemiz ve şık. Hatta ben daha çocukların olduğu bölüme geçmemişken acaba daha ihtiyaçlı bir yuva mı bulmalıydık diye düşünüyordum. Ancak üst kata çocukların yanına çıktığımızda özellikle küçük grubun olduğu odada şaşırıp kaldım. Odada ağır bir koku, çocuk bakımı ve eğitimi konusunda bilgisi olmadığı belli bir kadın. Bakımsız ve çelimsiz çocuklar. Hepsi birbirinden şirin ve ilgiye muhtaç. Fakat ne kadar ilginç ki çocukların karakteri de daha 2-3 yaşında ne kadar belirgin. Bir kaan var şirin mişirin boksör suratlı bişey. İki yaşında filan olmalı. Hareketli ve meraklı. Bir Osman var öfkeli ve haylaz. Bir Hatice var, doğuştan gözleri görmüyor. Amaaa bir Adil vardı ki aklım özellikle onda kaldı. Öyle sıcak ve şirin ki. Kucağımda oturdu hiç kımıldamadan. Kaç yaşındasın dedim parmaklarıyla göstermeye çalıştı 3 yaşındaymış. Öpmeye çalışıyor yanaklarımı okşuyordu. Ben de ona sıkı sıkı sarıldım, öptüm, okşadım, gözyaşlarıma engel olamadan. O kadar sıcak ve sevecen ki. Anne şefkatine o kadar muhtaç ki. Hepsi öyleler erkeklere baba, hanımlara anne diyorlar. Aklım Adil de kaldı....