1. Sayfa - Toplam 3 Sayfa var 123 SonuncuSonuncu
Toplam 21 sonuçtan 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
  1. #1

    hastanede refakatçi olmak=hastane kölesi olmak

    bu yazıya habertürkte rastladım.
    ve çok beğendim.
    ben de defalarca refakatçi oldum hastanelerde.
    aynı görüşleri paylaşıyorum.
    allah düşürmesin..o ayrı ..
    ama biz refakatçiler olmasa ne yapardı hastaneler cidden?

    --------------

    Hastanelerin kölesi “refakatçılar”
    Şimdi bana hain, bizi satıyorsun diyecekler. MUTLAKA OKUYUN


    Artık tıpta ameliyat komplikasyonu nedeniyle hasta kaybetmek devri kapandı diyorsanız, size “fena halde yanılıyorsunuz “ diyeceğim. Zira bu sorun gelişmiş ülkelerin aksine bizde giderek artıyor. Sakın bu komplikasyonların ülkenin geri kalmış bölgelerinde bulunan devlet hastanelerinde olduğunu sanmayın. En büyük şehirlerimizde ilim irfanın beşiği olan üniversite hastanelerinde bu sorun giderek tırmanıyor. ‘Nereden çıkardınız hangi veriye dayanarak bunu iddia ediyorsunuz’ diyenlere yanıtım da çok manalı olacak. Hani, Selim Edes’in tarihe kazınmış “Rüşvetin belgesi mi olur....?” cümlesine bezer şekilde “tıpta komplikasonu ortaya koyacak bir belgeye kim rastlamış ?”, başka bir anlatımla, böyle bir belgeyi öyle kolay kolay ele geçiremeyeceksiniz demek istiyorum. Zira kimileri ne yapar ne eder, bu bilgi ve belgeleri yok eder. Sonunda kabahat hastanın ya da hasta yakınının başında patlar.

    Hasta yakını ne demek? Bizdeki kod adı ”refakatçi”

    Biliyor musunuz.? Bu birçok şeyde olduğu gibi bize özgü bir şey, yurdum insanının bulduğu bir meslek. Çünkü bir hastanız varsa artık siz onunla hastaneye gideceksiniz onunla yatıp kalkacaksınız, kısaca bir süre işinizi veya mesleğinizi unutacaksınz. Size ‘Sen kimsin?’ diye hastanede sorduklarında cevabınız hemen hazır olmalı “ben refakatçıyım.” Bir kısmının bunu ispat etmesi için boynuna bir yafta asması hatta özel renkli bir kıyafet giymesi gerekebilir. İşte o zaman akan sular durur ‘Yeni mesleğiniz’ hayırlı olsun.

    Sivil giysiler içersinde uzaktan sizi gören “bu kişi burada işe yeni mi başladı” diye düşünebilir. Refakatçının ücretini kim verir. O ücretini doktorun lütfedip de ağzından dükülecek iyi bir haber duyduğunda alır sadece. O hastaya bağlılığı adına, hastanede sürünen yatağı olmayan bir yerde kıvranarak geceyi geçiren bir ‘yaratık’tır sadece!

    ‘Refakatçı nedir, ne işe yarar’ diye merak ettiniz değil mi? Evet bu kişi; bir hocanın veya asistanının çekinmeden yere attığı mikroplu pansuman bezini toplar, elinde paspas yerleri siler, hastasını sedyeyle röntgene bozuk değilse tomografiye götürür, hastanın altını temizler, yemeğini yedirir, nedense hastanede hiç bulunamayan fakat daima hemen karşı eczanede bulunan ilaçları ne yapar ne eder bulur, gece yarısı bozulan bir tıbbi aletin parçasını araştırır. Refakatçının görev tanımı sadece bunlarla sınırlı değil elbette !.

    O her şeydir . Hastaya güler yüz gösteren sadece odur. Hastanın fenalaştığına yeniden ameliyata alınmasına karar veren de odur. Diyaliz sıvısını bulan ve nedense daima yedekli çalışmayı prensip edinen sağlıkçıların bitmez tükenmez isteklerini yerine getiren de o dur. Onu bulmak çok kolaydır. Kafanızı uzatın, onu hemen yanıbaşınızda bekliyor bulabilirsiniz. Zaten içeriden çağrıldında, o, yani refakatçı benim deyişimle “hastanenin kölesi” orada değilse yandı demektir. Kim yanar? Önce hasta yanar. Sonra zaten hastasının durumuna hiç durmadan içi yanan refakatçı. Halbuki, o eline tutuşturulan bir aletin tıkanan ek ünitesininin peşinde olabilir, en az 5 hastaya yetecek kadar istenmiş ilaç, eldiven, su bardağı, enjektör vs bulmaya çalışıyor olabilir. Ama kimin umurunda ! Refakatçının hem şansı olmalı hem de parası. O bir yandan güçlü kuvvetli de olmak zorunda. Zira kendisine verilen alım emri gereğince o kocaman ağır kolileri ite kaka kimse yardım etmeden o taşımak zorundadır. Ve servisin hasta bakıcılarının daima işi vardır.Başka bir görevlinin o servisin işine burnunu sokması da yasaktır.

    İnanmıyacaksınız belki ama refakatçılar olmazsa hastanelerin durumu kim bilir ne olur! Bir de ben refakatçılık kavramının olmadığı Avrupa Birliği yolunda ilk olarak bu kutsal müessesenin kadırılması için ukalalık ediyorum. Doktorlar, şimdi bana hain, bizi satıyorsun diyecekler. Desinler ben anlatmaya devam edeceğim. Sonraki yazımda bir örnek olması adına, Marmara Üniversitesi'nde ameliyat komplikasyonu sonucu kaybedilen bir hastanın başına gelenleri anlatacağım. Sana ne, senin neyin olur? derlerse “ Çocuklarımın annesiydi “ diyeceğim.

    Prof.Dr.Turgut Göksoy

  2. #2
    Üyelik Tarihi
    30 Temmuz 2004
    Bulunduğu Yer
    İstanbul
    Mesaj
    11.376
    Blog Girişleri
    1

    Re: hastanede refakatçi olmak=hastane kölesi olmak

    Bu cuma babam kasık kısmından bir nevi bypass geçirdi, Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde.

    Babam ilk gün (salı akşamı yattı) özel oda bulamadı, annemi refakatçi yaptık ama orada kalamadı belinden rahatsızdı, bir yatağı bırakın bir koltuk bile vermiyorlar refakatçiye. Sandalye tepesinde tünemek zorundasın. Cuma gününe kadar annem gitti geldi, babamın ihtiyaçlarını gördü.

    Cuma ameliyat oldu ve şansımız yaver gitti, ek ücret farkıyla özel oda bulduk. Annem ve babamla 3 gündür orada arkadaş olan diğer hasta ve yakınlarının odaya bakışını görseniz. Kapıdan içeri bakıp, iç geçiriyorlar, havası bile farklı diyorlar. annem çekyatta dinlenirken, içeri başlarını uzatıp ayaklarım şişti sandalyede oturmaktan diyorlar.

    Refakatçilere devlet hastanelerinde biraz daha insanca muamele yapılsa fena mı olur.

    Artı Nazife arkadaşımın da dediği gibi, çişini boşaltmaktan, her türlü ihtiyacını görmeye kadar yardım eden refakatçiler, bir temiz azarlanıyor doktor, hemşire ve diğer kişiler tarafından. Asalak muamelesi yapıyor bazıları.

  3. #3
    Üyelik Tarihi
    27 Kasım 2002
    Bulunduğu Yer
    Beylikdüzü-İstanbul
    Mesaj
    938

    Re: hastanede refakatçi olmak=hastane kölesi olmak

    Aynen katılıyorum bu yazıda yazılanlara. Cuma günü kayınvalidem açık kalp ameliyatı oldu. Her akşam çocuklardan birisi yanında kalıyor. Özel hastanede yatıyor üstelik. Refakatçi için de ayrıca ücret ödüyoruz. Annemin altını, üstünü de temizleyen, yemeğini, ilaçlarını veren biziz. Hemşireler ve hastabakıcılar sadece belli saatlerde gelip tansiyonuna, ateşine bakıyorlar. O da ne suratla ama. Karşılarında el pençe durmak gerekiyor. Bir iki şey söylemeye kalksan azarlıyorlar insanı. Ben her an sinir harbi içinde kalıyorum. Cevap verme diyorlar bana. Nasıl vermessin ya. Hayırlısı ile annem çıksın yoksa orda bir kıyamet kopacak ama hadi diyorum.

  4. #4
    Üyelik Tarihi
    21 Mart 2003
    Bulunduğu Yer
    Gündüz Avrupa - Gece Asya
    Mesaj
    18.319

    Re: hastanede refakatçi olmak=hastane kölesi olmak

    refakatçi olarak, hastane odasında, ders notlarımla vizelere çalıştığım günleri hatırladım.
    bi ders, bi serum kontrol, bi sonda, yan odada ölü.

  5. #5
    Üyelik Tarihi
    20 Aralık 2005
    Bulunduğu Yer
    far far away..
    Mesaj
    1.927

    Re: hastanede refakatçi olmak=hastane kölesi olmak

    Esimin ameliyatinda ve hafta sonu hastalandiginda acildeki kosusturmami, eczacilarla gecenin bilmem kacinda kavga etmeyi, nizamiye girislerinde her turlu rezilligi cekmeyi, sonrasinda hasta olmayi ama esim hasta oldugu icin domuz gibi herseye kosmak zorunda kaldigimi bir allah, bir ben, bir de yazar biliyormus!

  6. #6
    Üyelik Tarihi
    17 Mart 2006
    Bulunduğu Yer
    Avrupa Yakası
    Mesaj
    12.914

    Re: hastanede refakatçi olmak=hastane kölesi olmak

    Çok garip oldum okurken...

    kardeşim felç geçirdiğinde ben 8 aylık hamile halimle bir şeyler yapmaya çalışıyor fır fır dönüyordum oralarda.

    Çok güzel bir yazı,her insanın başına gelmiş-gelebilecek bir olayı kaleme almış.

  7. Re: hastanede refakatçi olmak=hastane kölesi olmak

    Yurtdışın da yaşayan arkadaşlar....
    Lütfen sizde yorum yaparmısınız....
    Kuzenim Avusturya'da doğum yapmıştı ve 20 yıl önce inanamadım anlattıklarına...
    2. doğumuydu ve banada bebeğe de hemşireler baktı refakatçi de neymiş hemde ne bakım...Hatta abartmiim galiba ilk çocuğununda bakımını üstlenmişler çünkü orda bırakacak kimse yokmuş...
    Hadi yurtdışındakiler sizlerden yorum alalım....



  8. #8

    Re: hastanede refakatçi olmak=hastane kölesi olmak

    esimi dinliyeceniz bu konuda. pek memnun kalmisti hastane bakimindan sabah aksam geliyo hemsireler ustunuzu degistirelim. cay kahve verelim. yikayalim. tv seyreder misiniz falan filan. valla benden iyi bakiyomus hemsireler.

    gelelim ikinci mevzuya.
    saglik duzeni guzel oturmus. hastaneye cebinizde kurus olmadan girersiniz. para lazim olmaz cunki

    ilk dogum hastanede oldu benim. sanci sirasinda hemsire cok sefkatli idi. yanagimi oksadi gecicek dedi. inanin o kadar hosuma gitmisti ki o ilgisi. zira tr de bir dogum evinde sanci ceken kadina bir hemsirenin bagirisi gelmisti aklima. ne bagiriyorsun diye. tabii bu dedigim 10 yil onceydi

    ikinci ve ucuncu dogumu evde yaptim. sanci sirasinda ebe ve yardimcisi bir hemsire geldi. dogum bittiginde bana bir prenses gibi bakti hemsire 7 gun boyunca sabah 07.30 da geldi 15.30 da gitti. evin hertur isini yapti utu ev supurmek camasir bebegin ve benim bakimim raporlar tuttu. evdeki buyk cocuklarin bakimi filan. yani burada kimsen yok ise dert etmene gerek yok.
    ben yanlizca yemek pisirmesini istemedim. annem yapti getirdi. ucuncu gun ben kalktim yaptim zaten.

    Tr ye geri donmemi engelleyen bir faktordur saglik sistemi.

  9. #9
    Üyelik Tarihi
    18 Nisan 2003
    Bulunduğu Yer
    İstanbul
    Mesaj
    10.863

    Re: hastanede refakatçi olmak=hastane kölesi olmak

    Annemin hastalığı sebebiyle çok kere refakatçi olarak kaldım hastanelerde.

    Devlet hastanesi özel hastane hemen hemen hepsinde refakatçilik yapmışlığım vardır ve yazılanlara tamamıyle katılıyorum.

    Devlet hastanelerine hadi bir şey demeyeceğim kadro yoktur,hizmetli yoktur varsa bile rüşvete alıştırılmıştır başka türlü kolay kolay birşey yaptıramazsınız ama özel hastanelerde de durum pek farklı değil.
    Bizlerin hasta ile ilgilenmek istememizi de hastane yönetimleri ve görevliler çok güzel kullanıyorlar malesef.

    Yapmak zorunda oldukları birçok işi hasta yakınlarına yıkarak işi tamamlıyorlar.

    En son 8 ay önce hemde hatırı sayılır bir hastanede kızım yatarken çarşaflarını bile binbir rica ile değiştirttim görevlilere ve en son akşam öyle bir patladım ki ortalık epey bir karıştı.

    Kısacası düzen böyle kurulmuş hasta yakınları da çok fazla şikayetçi olmayınca vur abalıya misali olan refakatçilere oluyor.Hemşirelerin veya hizmetlilerin yapması gereken birçok iş refakatçilerin üzerine rahatça yıkılıveriyor.

  10. #10

    Re: hastanede refakatçi olmak=hastane kölesi olmak

    Çok duygulandım canım annem bunların hepsini yaşadı

    moral bozukluğu bir yandan babama hiçbirşey belli etmemeye
    içi kan ağlarken onu teselli etmeye doktorun babamın yüzüne hastalık ciğerlere sıçramış deyip babamın eliyle anneme 2 ay kaldı demesi annemin sandalye üstlerinde hatta yere gazete serip yatmaları profun bu kadına biri sandelye getirsin diye asistanını azarlaması ve babamın gözümüzün içine bakarak ölmesi geldi ay çok dokundu bana ya şu an
    ağlıyorum.

Benzer Konular

  1. Güzel Olmak İçin İlla Zayıf Olmak mı Gerekli?
    Konuyu Açan: seda43, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 65
    Son Mesaj: 26 Ekim 2009, 11:14
  2. Cevap: 7
    Son Mesaj: 20 Eylül 2007, 11:39
  3. Simdi nerede olmak ve ne yapiyor olmak isterdiniz ??
    Konuyu Açan: Türkan-Dilara, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 83
    Son Mesaj: 10 Nisan 2005, 00:14
  4. KADIN OLMAK MI ERKEK OLMAK MI ZOR...
    Konuyu Açan: karabatu, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 11
    Son Mesaj: 09 Mart 2004, 01:32
  5. Mutlu Anne Baba Olmak= Mutlu Çocuk Olmak
    Konuyu Açan: cigdem_kocaman, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 18
    Son Mesaj: 13 Şubat 2004, 10:57

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Dosya Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.