Toplam 7 sonuçtan 1 ile 7 arasındakiler gösteriliyor.
  1. "Kadınlar neden konuşur, erkekler neden susar?" Uzun ama çok keyifli bir yazı. paylaşmak istedim.

    Çok iyi bildiğiniz gibi, günlerden bir gün, Nasreddin Hoca iğnesini kaybeder. İğnesini evin avlusunda aramaya başlar.

    Fakat onca zaman aramasına rağmen iğne bulunamaz. Komşusu iğneyi nerede düşürdüğünü sorar. Hoca kendinden emin cevap verir: “Ahırda!” Hayretler içinde kalan komşusu, “Ahırda kaybettiğini ahırda aramalısın!” der. Nasreddin Hoca cevap verir: “Ama avlu daha aydınlık!”

    Nasreddin Hoca öykülerinin ilk bakışta sadece komik görünen, ama temelde derin bir anlama işaret eden paradoksal mesajları vardır. Psikoterapist/psikiyatrist dostlarım bu paradoksal anlamları çoktan tedavi seçenekleri içine kattılar bile. Bugünlerde yolunuz onlardan birine düşerse, en azından bu öykünün hangi derin sorununuzu çözmeye yardımcı olacağını size çıtlatmış olayım.

    Kaybettiğiniz şeyi niye ararsınız? Elbette bulmak için, değil mi? Bulunca onu aramaktan vazgeçersiniz; böylece arayışınız biter. Peki ya, size arama eyleminin kendisi de güzel ve anlamlı geliyorsa? Yani, bizzat arama eyleminin kendisi aradığınız şeyse? İşte, Nasreddin Hoca’nın da fısıldadığı bu: “İğneyi aramıyorum ki onu düşürdüğüm yere bakayım. Benim için önemli olan aydınlıkta olmak, ışıkta kalmak. Bu yüzden avluda arıyorum.” Onun önce ve öncelikle aradığı iğne değil, ışıktır. Ve işte avluda yeterince ışık vardır!

    Zen geleneğinde de öğrenci üstadına safça sorar: “Gün doğumu sırasında yaptığımız âyinin güneşin doğuşuna bir katkısı var mı?” Üstadı “hayır!” anlamında başını sallayınca, öğrencinin bütün dünyası yıkılır. “O halde yıllardır yaptığım âyinleri boşuna mı yaptım?” Şefkatli bir tebessümle cevap verir üstadı: “Güneş doğarken seni hep uyanık tuttu ya!”

    Bilgelik farklı dillerde de olsa, aynı şeyi fısıldıyor bize. Nasreddin Hoca’nın aradığı “ışık” ile, Zen öğrencisinin her âyinde farkına varmadan tanık olduğu “ışık” aynıdır. Sonuç kadar sonuca giden yolda yaşadıklarımız da önemlidir.

    Kadınların ve erkeklerin iletişim farklılıklarını da bu meseller eşliğinde anlayabiliriz. Erkekler Nasreddin Hoca’nın “iğneyi bulmak” için konuşurlar. Yani, onlar için önemli olan, eylemin kendisi değil, eylemin sonucudur. Konuşurlar çünkü bilgi aktarmak isterler. Konuşurlar çünkü bilgi toplamak isterler. Konuşarak aradıkları şey bilgidir.

    Kadınların da “iğneyi bulmak” için konuştukları olur. Ancak, kadınlar, çoğunlukla, hemcinsleri olmayan Nasreddin Hoca gibi iğneyi aramayı bahane edip, avluda ve aydınlıkta kalmayı tercih ederler.

    Kadınlar konuşurlar, çünkü ne söylemek istediklerini konuşarak bulurlar. Yani, sesli düşünürler. Erkekler ise, söylemek istediklerini bulmak için susmayı yeğler.

    Kadınlar konuşurlar, çünkü üzüntü ve kederlerini konuşarak hafifletirler. Bu durumda bir şey iletmek istedikleri yoktur; sadece konuşmak için konuşurlar. Erkekler ise üzülünce susarlar, ağızlarını bıçak açmaz, taş duvara dönüşürler. Erkekler, bu konuda, Zen öğrencisi kadar cahildirler. Onlara göre âyin güneşin doğmasına katkıda bulunmak için yapılıyor olmalıdır. Fakat kadınlar sözcükleri uyanık kalmak için kullanırlar. Sözcüklerinin anlamlarının peşinde değillerdir, sözcüklere eşlik eden ışığın peşindedirler; yani “avluda kalmak” isterler.

    Kadınlar konuşurlar, çünkü yakınlık kurmak isterler. Kadınlar için sözcükler bir başkasının ruhuna uzattıkları küçük halatlardır. Sözcüklerin içeriği değildir önemli olan; sözcüklere tutunabilmektir. Oysa erkekler, yakınlık kurmak istediklerinde sözcükleri değil, suskunlukları kullanırlar; onlar için sözcüklerin anlamlarından öte bir amacı yoktur. Kadınlar için içinde hiç iğne bulunmasa da avlunun aydınlık olması önemlidir.

    Kadınlar konuşurlar, çünkü duygularını paylaşmak isterler. Kadınlar için sözcükler iç dünyalarının kuyularına sarkıttıkları kovalar gibidir. Önemli olan kovanın varlığıdır; kovada ne olduğu değildir. Erkekler ise, duygusal yakınlığa ihtiyatla bakarlar, iç dünyalarına dönmek istediklerinde susarlar, üzerlerine gelinmesin isterler.

    Özetlemeye çalıştığım gibi, erkekler ve kadınlar sadece bilgi alıp vermek için konuşma konusunda mutabıktırlar. Konuşmanın diğer amaçları kadınlara özgüdür. Kadınların diğer konuşma amaçlarında erkeklere düşen sessizlik ve suskunluktur. İşte bu yüzden, erkekler suskun kalmayı ve suskun kalınmasını yeğledikleri özel durumlarda kadınlara dinleyici olmayı beceremiyorlar. Yine bu yüzden, kadınlar kendilerinin konuşmayı ve konuşulmayı yeğledikleri özel durumlarda erkeklere suskun kalmayı ve beklemeyi beceremiyorlar. Sorunların çoğu da bu karşılıklı beceriksizliklerden kaynaklanıyor.

    Bilmem anlatabildim mi

  2. Re: "Kadınlar neden konuşur, erkekler neden susar?" Uzun ama çok keyifli bi


    Bir de biz kadınlara cok konusuyor derler erkekler. Altında yatan nedenleri bir anlasalar ne biçim saygı duyacaklar ama nerdeee?

    Sağolasın paylasımın için.

    Sevgimle.

  3. .

    merhaba,

    cok ilginc, hic bu acidan dusunmemistim. evet kadinlarin konusarak rahatladiklarini dusunurdum ama sozcuklerin(sozlu iletisimin) her iki cins icin de bu kadar farkli anlamlar tasidigini farketmemistim.

    amaca ulasmakla amac icin kullanilan yollar konusunda daha once dusunmustum, bir arkadasin yazdigi bir sey hatirliyorum. "(le bonheur est une éloboration)mutluluk hazirliktir." amaca ulasildiginda mutluluk tamamlanir, asil onemli olan ona ulasmak icin cabalamak, onu elde etmek icin eldeki malzemeyi kullanip islemektir.

    galiba ben zaman zaman kadinlar gibi zaman zaman da erkekler gibi iletisim kuruyorum. yerine ve anima gore degisiyor. bazen farkediyorum ki kelimeler dusunmeden, anlamlarina dikkat etmeden cikiveriyor; onlarin tinisi, insanlara ulasmasi memnun ediyor beni. bazen de asiri bilimsel oluyorum, her bir kelimeyi tam anlaminda kullaniyorum, onlarin kullanilisindaki ve dilin sagladigi esneklikleri gozardi ediyorum.

    yazi sana mi ait? eger alintiysa, nereden aldigini soylersen cok memnun olurum. (bir musait zamanda kitabi bulup okumak isterim.)

  4. nilguny'ye..

    merhaba,
    yazı bana bu şekliyle e-mail olarak geldi. herhangi bir referans da belirtilmemişti.

    bende yazıyı ilk okuduğumda benzer şeyler düşünmüştüm. kadınların çoüu için "varmak" değil, "yolda olmak" önemlidir.

    sevgiler..

  5. #5
    Üyelik Tarihi
    26 Aralık 2003
    Bulunduğu Yer
    İstanbul/Türkiye
    Mesaj
    226

    Re: "Kadınlar neden konuşur, erkekler neden susar?" Uzun ama çok keyifli bi

    Sanırım Fenimistçe yazılmış bir koku gibi geldi burnuma.
    Konuşmak iletişim ve aynı zamanda çok kuvvetli bir silahtır.İnsanlar bunu doğru kullanırsa insanları doğru yere götürür.Yanlış kullanırsa yanlış yerlere.

    "Sözcüklerin içeriği değildir önemli olan; sözcüklere tutunabilmektir."diye yazılmış

    Kesinlikle katılmıyorum.Kelimelerin içeriği çok öenmlidir.Kelimelerin anlamlarıdır bizleri tutunabilecek şeylere yönlendiren.

    Ben kendi adıma söylemeliyim ki(doğrusu yazmalıyım ki);içi boş,bana birşeyler ifade etmeyen cümleler kullanıyorsa bir insan;
    susan,gereksiz konuşmayan bir insanı tercih ederim.Kadın olsun ,erkek olsun...



    Sevgiler.

  6. .

    alinti yaptigin cumleyi ben senin gibi anlamadim, yani bos ,anlamsiz konusmak olarak dusunmedim. burada konusmanin direkt amaca ulastiran bir arac olmasi mi, yoksa onun kendisinin de giderek(islene islene) bir amac haline gelmesi mi gibi bir ikilem sozkonusu. bu noktada edebiyat ozellikle de siir geliyor aklima... ayni durumu cok sade , net kelimelerle ifade edebilirsin veya benzetmeler, cagrisimlar yoluyla da.

    ya da yine kadinlarin ifade tarzi olarak dili kullanisina gelelim, konuyla daha yakindan ilintili cunku. kadinlar icin gercekten de konusma direkt bir amaca ulasma kaygisini tasimiyor cogu kez, konusmanin kendisi rahatlatici ve varedicidir.(genelleme tabii, istisnalar her zaman mevcut)

    mesela bu forumu ele alalim, neden bu forumda daha cok baba yok deniyor. ben forumun cok kadinca bir tarzi oldugunu dusunuyorum. kimse kimsenin dusuncesini degistirmeye, yonlendirmeye ve cogu kez somut bir sonuc almaya yonelik yazmiyor. (keskin, net ,tanimlanmis bir amac yok) cogu mesajin sonunda da "paylasmak istedim" ibaresini gorebilirsin.

    elbette cocugumuzla ilgili sorunlarimizi yaziyoruz, ama temel amac "paylasmak", "baskalarinin yasadigini da paylasmasini saglamak". sanmiyorum ki insanlar soylenenleri birebir uygulasinlar. cogu kez sorun yazildiktan sonra veya daha yazilirken sorunun nerede oldugunu anliyoruz zaten, anlatirken anlamak, cozmek biraz.

    erkekler(yine genelleme tabii) daha bir somut amac pesindeler, o yuzden duygularini ifade etmek, paylasmak cok sey ifade etmiyor onlar icin. kelimeler sozluk anlamalariyla varlar ve konusma buyuk olcude bir arac, ihtiyaci belirleme, sorunu halletme araci.

    goruyor musun, kelimeler herkes icin her zaman ayni seyleri ifade etmiyor. ayni cumleyi ikimiz nasil da farkli anlamisiz. burada yazilanlar icin de ayni sey gecerli, herkes, her yaziyi ayni sekilde okumuyor, cok farkli okumalar olduguna inaniyorum ben...

    sevgilerimle

  7. #7
    Üyelik Tarihi
    09 Ocak 2004
    Bulunduğu Yer
    Manisa/Türkiye
    Mesaj
    4.386

    Re: "Kadınlar neden konuşur, erkekler neden susar?" Uzun ama çok keyifli bi

    Ne dersin bilemem ama erkekler akılı canım.O yüzden sonunda biz cadı onlar çeken oluyor.Sevgiler canım.

Benzer Konular

  1. Güzel bir yazı, paylaşmak istedim.
    Konuyu Açan: umut, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 13
    Son Mesaj: 24 Kasım 2010, 20:17
  2. NEDEN ERKEKLER ALDATINCA KADIN NEDEN HEP ONU AFETMEK ZORUNDADIR
    Konuyu Açan: didem_emir, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 27
    Son Mesaj: 18 Mayıs 2007, 07:20
  3. Kadınlar neden çok konuşur.?
    Konuyu Açan: nidaalev, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 17
    Son Mesaj: 13 Mart 2006, 15:09
  4. Cevap: 2
    Son Mesaj: 22 Eylül 2004, 23:33

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Dosya Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.