Edip'im konumuz.
Füsun Emre'yi methetmiş ben de size Edip'i şikayet edeceğim.
Çok ama çok burnunun dikine bir çocuk..
Aramızda geçen bir iki dialog size ergenlikte başımıza geleceklere açılan bir pencere gibi görünüyor mu?
edip: anne beni çok kızdırıyorsun
anne: aa, neden?
edip: bana pek, Edip, bunu yapma, şunu yapma ,süt içme (gerekli gereksiz günün absürt bir saatinde istemesi)..
-bunları duyan babası ağzı beş karış açık yanımıza koşar.
başka bir gün:
edip: anne, benim doğum günüm ne zaman olak?
anne: önümüzdeki ay..
edip: doğum günüm olmazsa kendimi pencereden aşağı atarım.
anne:
(aynısını aynı akşam babaannesine de söylemiş, babaannesinin doğum gününü kutladığımız akşam)
bir başka gün, daha çok yeni:
anne: edip, ellerini yıkar mısın, kaç kere tekrarladım (başımız dertte zaten el yıkama ile)
edip: annnneee...evden kaçmamı mı istiyorsun :-x
anne: yine
edip: ellerimi yıkayayım mı yıkamayayım mı?
anne: yıka tabi
edip: öyle değil, ellerimi yıkamayıp burada mı kalayım yoksa yıkayıp da evden mı kaçayım
anne: ellerini yıkayıp burada kal. hem ben her ellerimi yıkadığımda evden kaşıyor muyum?
edip: (hiç bir şey söylemeden odadan çıkar)
bir süre sonra:
anne: evden kaçıp nereye gideceksin?
edip: .....hımmm...teyzeme (babasının teyzesi)
offf durumundayım yani, bebek ergenliğini de geçtik ama nedir bu? böyle bir kişilik mi oturuyor acaba?