Lara için bir blog yapmaya başlamıştım yarım kalmıştı yeniden geldi aklıma ..
Oraya ona anlattıgım masalları da ekleyeceğim de o sırada bu uyduruk masalımı
Klavyeye döktüm ...
Oraya eklerken size de yazayım dedim belki bu gece sizin de masalınız olur yeni masal arayışı içindeyken ...
Ama anlatırken Laranın elmasını ayırmayı unutmayın ...


Bundan uzun uzunnn yıllar önce Keloğlan adında bir cocuk yaşarmış ..
Annesi ile küçük bir evi paylasır kendi tarlalarında çalışırmış ve Padişah’ın kızı Balkız a aşıkmıs.
Hem de ne aşık ...
Birgun padişah bir ferman yayınlamıs. ‘ Her kim benim yıllardır arayıp bulamadıgım Kardelen çiçeğini
bana getirir ise ödül olarak kızım Balkız ile evlenecek .’ demiş .
Bizim zavallı Keloğlan’a gün doğmuş bu haberi duyunca havalara uçmuş..
Hemen annesi ona küçük bohçasını hazırlamış öpmüş annesinin elini hemen yola koyulmuş.Az gitmiş
uz gitmiş dere tepe düz gitmiş..Dönüp arkasına bir bakmış ki sadece bir arpa boyu yol gitmiş..
Günler günleri ,aylar ayları , yıllar yılları kovalamış ama Keloğlan padisahın istediği Kardelen çiçeğini
bulamamış.. Artık kalbi buna daha fazla dayanamamış ve oturmus bir kayanın üstüne başlamış ağlamaya ..
‘ Allah’ım demiş sanırım hiç sevdiğime kavuşamayacağım .. ‘ Ağlamışş ağlamışş gözünde tek damla yaş kalmayıncaya
kadar...Sonra birden bir bakmış ilerde taşın altında birşey parlayıp rüzgarda salınıyor ...Herhalde demiş ağlamaktan gözlerim bozuldu ..
Sonra içine bir kurt düşmüş son bir ümit ile yerinden kalkmış gitmiş taşın altına bakmaya bir de ne görsün yıllardır aradığı artık aramaktan
tüm ümidini kaybettiği Kardelen çiçeği orda duruyor ..Hemen biraz toprak ile cıkarmıs çiçeği ve bohçasına özenle sarmış. Açmış ellerini başlamıs duaya..
‘ Allah’ım benden önce bulan çıkmasın bu çiçeği Balkız’ım sevdiğim başkasına yar olmasın ‘ demiş.. Bohçasını asmış sopasının ucuna sopasını vurmuş sırtına
düşmüş gerisin geri yollara ...Az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş dönmüş arkasına bir bakmış ne görsün sadece bir arpa boyu yol gitmiş..
Yürümeye devam etmiş.. Bu sırada günler günleri aylar ayları , yıllar yılları kovalamış ...Sonunda ufukta sarayın kuleleri gözükmüş..
Başlamış bizim Keloğlan koşmaya ...Sarayın kapısına gelmiş muhafızlara ; ‘ Hemen beni Padişah’ın huzuruna çıkarın emrettiği gibi Kardelen çiçeğini
buldum . ‘ demiş..Hemen muhafızlar Padişah’ın huzuruna almışlar bizim garip oğlanı ..
Padişaha göstermiş buldugu çiçeği Padişah’ın gözleri faltaşı gibi açılmış ..’ Aferim sana Keloğlan ‘ demiş..
‘ Artık kızımla evlenebilirsin ‘ ...
Bizim Keloğlan o an kalbi duracak sanmış.. Balkız ı çağırmış babası O da gelmiş.. Bir an gözgöze gelmişler
Keloğlan ile Balkız ...O an Balkız da bizim sevgili Keloğlan’a ilk bakışta aşık olmuş..
Hemen büyük bir düğün ile evlenmişler .40 gün 40 gece eğlenceler olmuş ... Ateşli halkalar içinden aslanlar atlamış , ipte cambazlar yürümüş ,
güzel yemekler yapılmış yenmiş, çocuklara pembe pamuk şekerler , macunlar , patlamış mısırlar dağıtılmış..Müzikler çalmış tüm ülke kalkı
neşe içinde dans etmişler herkes bizim Balkız ile Keloğlan a mutluluklar dilemiş.. Bizim aşıkların bir kızı olmuş .Adını bilin bakalım ne koymuşlar ?
‘ Kardelen ‘ ..
Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine gökten üç elma düşmüş biri Lara’cımın , biri bu masalı hayal edip anlatan annesinin ve sonuncusu da
tüm sevenlerin başına ...